Day İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Day Kelimesiyle İlgili Örnek Cümleler
Day kelimesi, Türkçe’de “gün” anlamına gelir. İngilizce cümlelerde sıklıkla kullanılır. İşte day kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle:
- Today is a beautiful day. (Bugün harika bir gün.)
- I have to work all day. (Bütün gün çalışmak zorundayım.)
- She went to the beach for the day. (O, günü plajda geçirdi.)
- I love spending time outside on a sunny day. (Güneşli bir günde dışarıda vakit geçirmeyi seviyorum.)
- We had a long day at the amusement park. (Lunaparkta uzun bir gün geçirdik.)
- He takes a walk every day after work. (İşten sonra her gün yürüyüşe çıkar.)
- The flowers bloom during the day. (Çiçekler gün içinde açarlar.)
- She can’t wait for her wedding day. (Düğün gününü sabırsızlıkla bekliyor.)
- They spent the day exploring the city. (Şehri keşfetmek için günlerini harcadılar.)
- I always forget to set my alarm for the next day. (Hep bir sonraki gün için alarm kurmayı unuturum.)
- It’s a great day to be alive. (Yaşamak için harika bir gün.)
- She works out every day to stay healthy. (Sağlıklı kalmak için her gün spor yapar.)
- We had a fun day at the zoo. (Hayvanat bahçesinde eğlenceli bir gün geçirdik.)
- He waited all day for her to call. (Aramasını beklemek için bütün gün bekledi.)
- The birds chirp during the day. (Kuşlar gün boyunca cıvıldarlar.)
- The wedding day was perfect. (Düğün günü mükemmeldi.)
- She starts her day with a cup of coffee. (Günü kahveyle başlatır.)
- They spent the day at the museum. (Müzede günlerini geçirdiler.)
- He takes a nap during the day to recharge. (Yenilenmek için gün içinde şekerleme yapar.)
- The day ended with a beautiful sunset. (Gün güzel bir günbatımıyla sona erdi.)
- The day of the exam was stressful. (Sınav günü stresliydi.)
- She decided to take a day off from work. (İşten bir gün izin almaya karar verdi.)
- He has a busy day ahead of him. (Önünde yoğun bir gün var.)
- They celebrated their anniversary with a romantic day trip. (Yıldönümlerini romantik bir gün gezisiyle kutladılar.)
- The rainy day ruined their plans. (Yağmurlu gün planlarını bozdu.)
- He likes to end his day with a good book. (İyi bir kitapla gününü bitirmeyi sever.)
- She always forgets to wear sunscreen on sunny days. (Güneşli günlerde güneş kremi sürmeyi her zaman unutur.)
- They had a lazy day at home watching movies. (Evde film izleyerek tembel bir gün geçirdiler.)
- He had a rough day at work and needed to vent. (İşte zor bir gün geçirdi ve dertleşmeye ihtiyacı vardı.)
- They planned a picnic for the perfect sunny day. (Mükemmel bir güneşli gün için piknik planladılar.)
Hemen Yorum Yaz