Daft İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Daft İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Daft İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: Aptal, ahmak veya saçma anlamında kullanılan bir sıfat.

  1. She made a daft decision by quitting her job without any backup plan. (Aptalca bir karar verdi, yedek planı olmadan işini bırakarak.)
  2. I don’t want to sound daft, but I can’t find my phone anywhere. (Aptalca bir şey söylemek istemem ama telefonumu hiçbir yerde bulamıyorum.)
  3. His daft behavior cost him his job. (Aptalca davranışları işini kaybettirdi.)
  4. That’s the most daft idea I’ve ever heard. (Bu duyduğum en aptalca fikir.)
  5. Don’t be daft, there’s no way we can finish this project in one day. (Aptalca konuşma, bu projeyi bir günde bitiremeyiz.)
  6. She’s acting daft lately, I wonder what’s going on. (Son zamanlarda aptalca davranıyor, acaba ne oluyor?)
  7. He’s a daft person, but he means well. (Aptalca birisi, ama iyi niyetli.)
  8. I feel daft wearing this outfit to the office. (Ofise bu kıyafetle gitmek aptalca hissettiriyor.)
  9. You’d be daft not to take this job offer. (Bu iş teklifini kabul etmezsen aptal olursun.)
  10. It was a daft mistake to leave the door unlocked. (Kapıyı kilitlememek aptalca bir hataydı.)
  11. He’s always making daft jokes that no one laughs at. (Her zaman kimse gülmeyen aptalca şakalar yapıyor.)
  12. I can’t believe I did something so daft. (Bu kadar aptalca bir şey yaptığıma inanamıyorum.)
  13. It’s daft to waste your money on unnecessary things. (Gereksiz şeylere para harcamak aptalca.)
  14. I thought it was a daft idea at first, but it actually worked. (Öncelikle aptalca bir fikir gibi geldi ama aslında işe yaradı.)
  15. He’s always making daft excuses for being late. (Her zaman geç kalmasının aptalca bahanelerini buluyor.)
  16. I’m not daft enough to believe what he’s saying. (Onun söylediğine inanacak kadar aptal değilim.)
  17. She has a daft sense of humor that not everyone understands. (Herkesin anlamadığı bir aptalca mizah anlayışı var.)
  18. It’s daft to try to fix the TV yourself if you don’t know what you’re doing. (Ne yaptığını bilmiyorsanız TV’yi kendiniz tamir etmeye çalışmak aptalca.)
  19. He’s a bit daft, but he’s harmless. (Biraz aptalca, ama zararsız.)
  20. I don’t want to sound daft, but I have a feeling something bad is going to happen. (Aptalca bir şey söylemek istemem ama kötü bir şey

olacakmış gibi bir hissim var.)

Bu cümlelerde “daft” kelimesi, genellikle aptalca, saçma veya gereksiz anlamlarında kullanılmıştır. Cümleler, daft kelimesinin çeşitli durumlarda kullanımını ve anlamlarını göstermektedir.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.