Track İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Track İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Track (İz, Takip Etmek)

Track kelimesi İngilizce’de “iz” veya “takip etmek” anlamlarına gelir. Aşağıda bu kelimeyle kullanılabilecek 20 örnek cümle verilmiştir.

1. I left tracks in the snow. (Kar üzerinde izler bıraktım.)
2. She always keeps track of her expenses. (O, harcamalarını daima takip eder.)
3. The detective tracked the suspect to a hotel. (Polis dedektifi, şüpheliyi bir otele kadar takip etti.)
4. The hunter tracked the deer through the forest. (Avcı, ormanın içinden geyiği izledi.)
5. Can you track your package online? (Paketinizi çevrimiçi olarak takip edebilir misiniz?)
6. The company uses software to track employee productivity. (Şirket, çalışan üretkenliğini takip etmek için yazılım kullanır.)
7. He lost track of time while playing video games. (Video oyunları oynarken zamanı unuttu.)
8. The runner set a new track record. (Koşucu, yeni bir pist rekoru kırdı.)
9. The hiker used a map to stay on track. (Yürüyüşçü, rotasını takip etmek için bir harita kullandı.)
10. The police were able to track down the stolen car. (Polis, çalınan arabayı takip ederek bulabildi.)
11. The company’s profits are on track to exceed expectations. (Şirketin karı beklentileri aşmak için doğru yolda.)
12. The train track runs parallel to the highway. (Tren yolu, otoyola paralel olarak ilerler.)
13. The athlete warmed up on the track before the race. (Sporcu, yarıştan önce pistte ısındı.)
14. She lost track of her phone and couldn’t find it. (Telefonunu kaybetti ve bulamadı.)
15. The scientist tracked the movement of the planets. (Bilim adamı, gezegenlerin hareketini izledi.)
16. The teacher keeps track of each student’s progress. (Öğretmen, her öğrencinin ilerlemesini takip eder.)
17. The company is on track to meet its sales goals. (Şirket, satış hedeflerine ulaşmak için doğru yolda.)
18. The band recorded a new track for their upcoming album. (Grup, yakında çıkacak albümleri için yeni bir şarkı kaydetti.)
19. The bloodhound was able to track the scent of the missing child. (Kan izcisi, kayıp çocuğun kokusunu takip edebildi.)
20. She is trying to keep track of her fitness goals. (O, fitness hedeflerini takip etmeye çalışıyor.)

Track (Pist, Yarış)

Track kelimesi ayrıca “pist” veya “yarış” anlamlarına da gelebilir. Aşağıda bu kelimeyle kullanılabilecek 10 örnek cümle verilmiştir.

1. The race will take place on the track at the stadium. (Yarış, stadyumdaki pistte gerçekleşecek.)
2. She broke the school record in the 400-meter track event. (400 metrelik yarışta okul rekorunu kırdı.)
3. The horse stumbled on the muddy track. (At, çamurlu pistte tökezledi.)
4. The track and field team has been practicing for weeks. (Atletizm takımı haftalardır antrenman yapıyor.)
5. The track meet was canceled due to bad weather. (Kötü hava koşulları nedeniyle yarış iptal edildi.)
6. He placed first in the 100-meter track race. (100 metrelik pist yarışında birinci oldu.)
7. The new track surface provides better traction for runners. (Yeni pist yüzeyi, koşucular için daha iyi çekiş sağlıyor.)
8. The athlete was disqualified for stepping out of her lane on the track. (Sporcu, pistte şeridinden çıkarak diskalifiye edildi.)
9. The track coach gave the team a pep talk before the big meet. (Pist antrenörü, büyük yarıştan önce takıma moral konuşması yaptı.)
10. The school is building a new track and field facility. (Okul, yeni bir atletizm tesisi inşa ediyor.)