Curse İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Curse İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Curse Nedir?

Curse kelimesi, genellikle bir kötülük veya felaket getireceği düşünülen bir söz, dilek veya büyü anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. He cursed under his breath when he saw the traffic jam. (Trafik sıkışıklığını görünce homurdandı.)
2. She cursed herself for forgetting her keys. (Anahtarlarını unuttuğu için kendine sövüyordu.)
3. The villagers believed that the old woman had cursed their crops. (Köylüler, yaşlı kadının ekinlerine lanet ettiğine inanıyorlardı.)
4. The angry customer cursed at the cashier for making a mistake. (Öfkeli müşteri, kasiyere hata yaptığı için sövdü.)
5. He cursed the day he ever met her. (Onunla tanıştığı güne küfretti.)
6. The wizard cast a curse on the kingdom. (Büyücü, krallığa bir büyü yaparak lanetledi.)
7. I curse the moment I decided to take this job. (Bu işi almaya karar verdiğim anı lanetliyorum.)
8. The coach cursed his team for their poor performance. (Antrenör, takımın kötü performansı için onlara sövdü.)
9. The old man cursed the weather for ruining his garden. (Yaşlı adam, bahçesini mahveden hava koşullarına sövüyordu.)
10. She cursed her luck for always being in the wrong place at the wrong time. (Her zaman yanlış zamanda yanlış yerde olmasından dolayı şansına sövüyordu.)
11. The sailor cursed the storm for capsizing his boat. (Denizci, teknelerini alabora ettiren fırtınaya sövdü.)
12. The student cursed the difficult exam. (Öğrenci, zorlu sınava sövüyordu.)
13. The actress cursed the paparazzi for following her everywhere. (Oyuncu, her yerinde takip eden paparazilere sövüyordu.)
14. He cursed his clumsiness when he dropped the vase. (Vazoyu düşürdüğü için sakarlığına sövdü.)
15. <

    The villagers believed that the new factory would curse their town with pollution. (Köylüler, yeni fabrikanın kentlerine kirlilik getireceğine inanıyorlardı.)

16. The old woman was rumored to be able to curse people with just a glance. (Yaşlı kadının sadece bir bakışla insanları lanetleyebileceği söyleniyordu.)
17. The man cursed his bad memory for forgetting his anniversary. (Yıldönümünü unuttuğu için kötü hafızasına sövüyordu.)
18. The coach warned his players not to curse or use bad language on the field. (Antrenör, oyuncularına sahada sövmemeleri veya kötü dil kullanmamaları konusunda uyardı.)
19. She cursed the airline for losing her luggage. (Bagajını kaybeden havayoluna sövüyordu.)
20. The old man cursed the government for not doing enough to help the poor. (Fakirlere yeterince yardım etmeyen hükümete sövüyordu.)
21. The child cursed the bully who stole his lunch money. (Öğle yemeği parasını çalan zorbaya sövüyordu.)
22. The woman cursed her ex-husband for cheating on her. (Aldatma yapan eski kocasına sövüyordu.)
23. The athlete cursed his injury for keeping him out of the game. (Oyundan alıkoyan sakatlığına sövüyordu.)
24. The writer felt cursed by his writer’s block. (Yazarlık bloğu tarafından lanetlenmiş hissetti.)
25. The teacher warned the students not to curse or use inappropriate language in class. (Öğretmen, sınıfta küfür etmemeleri veya uygun olmayan dil kullanmamaları konusunda öğrencileri uyardı.)
26. The man cursed his car for breaking down on the highway. (Otoyolda arızalanan arabasına sövüyordu.)
27. The woman cursed her bad luck for getting a parking ticket. (Park cezası yediği için kötü şansına sövüyordu.)
28. The musician cursed the rain for ruining his outdoor concert. (Açık hava konserini mahveden yağmura sövdü.)

Türkçe anlamı: lanetlemek, küfretmek, bed