Cred İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cred İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Cred İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Türkçe Anlamı: İnanç, güvenilirlik, itibar.

  1. She lost all credibility when she was caught lying. (Yalan söylediği ortaya çıkınca tüm itibarını kaybetti.)
  2. I don’t have much faith in his ability to finish the project on time. (Projenin zamanında bitirilme konusunda ona fazla güvenim yok.)
  3. He has a reputation for being honest and reliable. (O, dürüst ve güvenilir olmasıyla ün yapmıştır.)
  4. The company’s credibility has been damaged by the recent scandal. (Son skandal nedeniyle şirketin itibarı zarar gördü.)
  5. She needs to earn back her colleagues’ trust after her mistake. (Hatadan sonra meslektaşlarının güvenini geri kazanması gerekiyor.)
  6. The news article lacked credibility because of the biased reporting. (Taraflı haber verildiği için haber makalesi itibarsızdı.)
  7. It took years for him to establish his credibility as a top surgeon. (En iyi cerrahlar arasında itibarını kazanması yıllarını aldı.)
  8. The witness’s testimony added credibility to the prosecution’s case. (Tanığın ifadesi davanın inandırıcılığını artırdı.)
  9. The politician’s credibility was called into question after the scandal broke. (Skandal patlak verince, siyasetçinin itibarı sorgulanmaya başlandı.)
  10. A good credit score is important for getting a loan. (Kredi almak için iyi bir kredi skoru önemlidir.)
  11. His lack of experience hurt his credibility with the hiring manager. (Deneyimsizliği işe alım yöneticisi tarafından itibarını zedeledi.)
  12. The brand’s credibility was damaged after the product was recalled. (Ürün geri çağrıldıktan sonra markanın itibarı zarar gördü.)
  13. The website’s design and layout affect its credibility with users. (Web sitesinin tasarımı ve düzeni, kullanıcıların itibarını etkiler.)
  14. She has built up a lot of credibility with her customers through years of honest business practices. (Yıllar boyunca dürüst iş uygulamalarıyla müşterileri arasında çok itibar kazandı.)
  15. The scientist’s research has added to the credibility of the theory. (Bilim adamının araştırması teorinin inandırıcılığına katkıda bulundu.)
  16. The company’s commitment to ethical business practices has helped its credibility with investors. (Etik iş uygulamalarına bağlılığı, yatırımcılar arasında itibarını artırdı.)
  17. The documentary presented a lot of evidence to support its credibility. (Belgesel, itibarını desteklemek için birçok kanıt sundu.)
  18. The salesperson’s credibility is important when convincing customers to make a purchase. (Satıcıların, müşterileri satın almaya ikna etmek için it

abarı önemlidir.)
19. The journalist’s credibility was called into question after she was found to have plagiarized her article. (Makalesini çaldığı ortaya çıkınca, gazetecinin itibarı sorgulanmaya başlandı.)

  1. The company’s decision to recall the faulty product helped to restore its credibility with consumers. (Arızalı ürünü geri çağırmaya karar vermek, şirketin tüketiciler arasındaki itibarını yeniden kazanmasına yardımcı oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.