Creak İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Creak İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Creak İle İlgili Cümleler

Anlam: Creak, bir şeyin hareketi sırasında çıkardığı çatırtılı veya gıcırtılı sesi ifade eder.

  1. The old floorboards creaked under my feet. (Eski ahşap zemin, ayaklarımın altında gıcırdadı.)
  2. The door creaked open slowly. (Kapı yavaşça açıldığında çıtırtı sesi çıkardı.)
  3. The rusty gate creaked as it swung back and forth in the wind. (Paslı kapı rüzgarın etkisiyle öne arkaya sallandığında gıcırdadı.)
  4. The rocking chair creaked as she sat down. (Sallanan sandalye oturduğunda çatırtı sesi çıkardı.)
  5. The stairs creaked as he walked up them. (Merdivenler çıktıkça gıcırdama sesi çıkardı.)
  6. The old bicycle creaked as he rode it down the road. (Eski bisiklet yolda sürerken çatırdama sesi çıkardı.)
  7. The wooden fence creaked as the wind blew through it. (Ahşap çit rüzgarın esmesiyle gıcırdadı.)
  8. The old bed creaked as she sat down on it. (Eski yatak üzerine oturduğunda çatırtı sesi çıkardı.)
  9. The rusty old car creaked as it drove down the bumpy road. (Paslı eski araba, dikkatsiz yolda giderken gıcırdadı.)
  10. The leather saddle creaked as he rode his horse. (Deri eyer at sürdüğünde çatırtı sesi çıkardı.)
  11. The door hinges creaked as the wind slammed the door shut. (Kapı rüzgarın etkisiyle kapandığında menteşeleri gıcırdadı.)
  12. The old wooden ship creaked as it sailed through the rough sea. (Eski ahşap gemi dalgalı denizde seyir halindeyken çatırtı sesi çıkardı.)
  13. The windmill creaked as the blades turned in the wind. (Rüzgarın etkisiyle kanatlar döndüğünde rüzgar gülleri gıcırdadı.)
  14. The rocking horse creaked as the child played with it. (Sallanan oyuncak at çocuk onunla oynadığında çatırtı sesi çıkardı.)
  15. The old grandfather clock creaked as it struck the hour. (Eski büyük baba saati saat vuruşları sırasında çatırtı sesi çıkardı.)
  16. The wooden swing creaked as the children played on it. (Ahşap salıncak çocukların onunla oynadığı sırada gıcırdadı.)
  17. The old window creaked as he opened it. (Eski pencere açıldığında çatırtı sesi çıkardı.)
  18. The porch swing creaked as they sat on it and talked. (Veranda

sallantısı onların oturduğu ve konuştukları sırada çıtırtı sesi çıkardı.)
19. The old wooden bridge creaked as people walked across it. (Eski ahşap köprü üzerinde insanlar yürüdükçe gıcırdama sesi çıkardı.)

  1. The floorboards in the haunted house creaked mysteriously, causing everyone to feel uneasy. (Perili evdeki ahşap zemin gizemli bir şekilde gıcırdadı, herkesin huzursuz hissetmesine neden oldu.)

Türkçe Karşılığı: çıtırtı sesi, gıcırtı sesi

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.