Corny İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Corny İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Corny

Corny kelimesi Türkçe’de “basit, sıradan, aptalca” anlamına gelir.

Örnek cümleler:

  1. I don’t like corny jokes. (Ben aptalca şakalardan hoşlanmam.)
  2. That movie was so corny. (O film çok sıradandı.)
  3. The song lyrics were corny and clichéd. (Şarkı sözleri basit ve klişeydi.)
  4. I cringe when I hear corny pick-up lines. (Aptalca flört sözlerini duyunca utanırım.)
  5. His outfit was corny and outdated. (Onun giyimi sıradan ve demodeydi.)
  6. The speech was full of corny jokes and puns. (Konuşma aptalca şakalar ve kelime oyunlarıyla doluydu.)
  7. She gave me a corny smile. (Bana aptalca bir gülümseme verdi.)
  8. I tried to write a love letter but it sounded too corny. (Aşk mektubu yazmaya çalıştım ama çok sıradan geldi.)
  9. The dialogue in that movie was so corny and unrealistic. (O filmdeki diyaloglar çok sıradan ve gerçekçi değildi.)
  10. His sense of humor is so corny, it’s not even funny. (Onun mizah anlayışı çok sıradan, hatta komik bile değil.)
  11. The decorations at the party were corny and tacky. (Partideki dekorasyonlar sıradan ve görgüsüzdi.)
  12. I hate it when people make corny jokes about my name. (İsmimle aptalca şakalar yapıldığında nefret ederim.)
  13. The play was filled with corny cliches and predictable plot twists. (Oyun, sıradan klişeler ve tahmin edilebilir hikaye kırılmaları ile doluydu.)
  14. He always wears corny t-shirts with puns on them. (Her zaman üzerinde kelime oyunları olan sıradan tişörtler giyer.)
  15. The romantic dialogue in the movie was so corny that I cringed. (Filmdeki romantik diyaloglar o kadar sıradandı ki utanç duydum.)
  16. His proposal was so corny and unoriginal. (Teklifi çok sıradan ve yaratıcı değildi.)
  17. The book was full of corny cliches and predictable plot twists. (Kitap sıradan klişeler ve tahmin edilebilir hikaye kırılmaları ile doluydu.)
  18. The comedian’s jokes were so corny that nobody laughed. (Komedyenin şakaları o kadar sıradandı ki kimse gülemedi.)
  19. She has a corny taste in music, she only listens to cheesy love songs. (Onun müzik zevki sıradandır, sadece duygusal aşk şarkıları dinler.)
  20. The screenplay was filled with corny dialogue and predictable plot points. (Senaryo, sıradan diyaloglar ve tahmin edilebilir hikaye noktalarıyla doluydu.)
  1. The movie relied on corny stereotypes to portray its characters. (Film, karakterlerini tasvir etmek için sıradan klişelere dayandı.)
  2. The comedian’s humor was too corny for my taste. (Komedyenin mizahı benim zevkime göre çok sıradandı.)
  3. The party was full of corny decorations and cheesy music. (Parti, sıradan dekorasyonlar ve duygusal müziklerle doluydu.)
  4. The speech was filled with corny platitudes and empty promises. (Konuşma, sıradan klişeler ve boş vaatlerle doluydu.)
  5. I can’t stand his corny attempts at flirting. (Onun aptalca flört girişimlerine dayanamam.)
  6. The show relied on corny jokes and cheap laughs to entertain the audience. (Program, izleyicileri eğlendirmek için sıradan şakalara ve ucuz gülüşlere dayandı.)
  7. The poem was so corny that it made me cringe. (Şiir o kadar sıradandı ki utanç duydum.)
  8. The movie’s plot was so corny that it was predictable from the beginning. (Film’in hikayesi o kadar sıradandı ki başından beri tahmin edilebilirdi.)
  9. The advertisement was filled with corny slogans and cliches. (Reklam, sıradan sloganlar ve klişelerle doluydu.)
  10. His pick-up lines were so corny that they made me laugh. (Onun flört sözleri o kadar sıradandı ki güldürdü.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.