Continual İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Continual İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Continual:

Türkçe anlamı: Sürekli, devam eden

  1. Continual rain ruined our weekend plans. (Sürekli yağan yağmur haftasonu planlarımızı mahvetti.)
  2. She made continual efforts to improve her grades. (Notlarını düzeltmek için sürekli çaba sarf etti.)
  3. The company needs to make continual improvements to stay competitive. (Rekabetçi kalmak için şirket sürekli iyileştirmeler yapmalı.)
  4. The noise from the construction site was continual throughout the day. (İnşaat alanından gelen gürültü bütün gün devam etti.)
  5. He had to make continual adjustments to the machine to get it working properly. (Makineyi doğru çalıştırmak için sürekli ayar yapmak zorunda kaldı.)
  6. The continual flow of customers kept the store busy all day. (Müşterilerin sürekli akışı, dükkanı tüm gün meşgul tuttu.)
  7. The team’s continual success is a result of their hard work and dedication. (Takımın sürekli başarısı, çalışma azimlerinin ve özverilerinin bir sonucudur.)
  8. The company offers continual training to help employees develop new skills. (Şirket, çalışanların yeni beceriler kazanmalarına yardımcı olmak için sürekli eğitimler sunar.)
  9. The continual growth of the business is a testament to the quality of their products. (İşletmenin sürekli büyümesi, ürünlerinin kalitesinin bir kanıtıdır.)
  10. The continual influx of tourists has put a strain on the city’s infrastructure. (Turistlerin sürekli gelişi, şehrin altyapısını zorlamıştır.)
  11. The continual interruptions during the meeting made it difficult to stay focused. (Toplantı sırasında sürekli aralıklarla yapılan müdahaleler, odaklanmayı zorlaştırdı.)
  12. She suffered continual headaches after the accident. (Kazadan sonra sürekli baş ağrısı çekti.)
  13. The company’s continual investment in research and development has led to breakthroughs in technology. (Şirketin araştırma ve geliştirmeye sürekli yatırım yapması, teknolojide çığır açan gelişmelere yol açtı.)
  14. The continual rotation of crops helps to maintain soil

health. (Bitki üretiminin sürekli dönüşümü, toprak sağlığını korumaya yardımcı olur.)
15. The continual chatter in the classroom made it hard for students to concentrate. (Sınıfta sürekli konuşmalar, öğrencilerin odaklanmasını zorlaştırdı.)

  1. The continual changes to the schedule caused confusion among the employees. (Programdaki sürekli değişiklikler, çalışanlar arasında kafa karışıklığına yol açtı.)
  2. The continual use of social media can be detrimental to mental health. (Sosyal medyanın sürekli kullanımı, zihinsel sağlık açısından zararlı olabilir.)
  3. The continual maintenance of the equipment is necessary to ensure its longevity. (Ekipmanın sürekli bakımı, ömrünün uzunluğunu sağlamak için gereklidir.)
  4. The continual support from her family helped her get through the tough times. (Ailesinin sürekli desteği, zor zamanlarda onun ayakta kalmasına yardımcı oldu.)
  5. The continual feedback from her boss helped her improve her performance. (Patronundan sürekli geri bildirim almak, performansını geliştirmesine yardımcı oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.