Conspirator İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Conspirator (Komplolayıcı)
Conspirator, bir komplonun oluşturulmasında, organize edilmesinde veya uygulanmasında yer alan kişiyi ifade eder.
Örnek cümleler:
- The conspirator was arrested for planning the assassination of the prime minister. (Komplolayıcı, başbakanın suikastını planladığı için tutuklandı.)
- The conspirators met in secret to plan their next move. (Komplolayıcılar, bir sonraki hamlelerini planlamak için gizlice buluştular.)
- The police are investigating the conspirators involved in the robbery. (Polis, soygunla ilgili komplolayıcılara soruşturma açıyor.)
- The conspirator was able to evade the authorities for months before being caught. (Komplolayıcı, yakalanmadan önce aylarca yetkililerden kaçmayı başardı.)
- The conspirators were charged with treason and sentenced to life in prison. (Komplolayıcılar, vatana ihanet suçlamasıyla ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.)
- The conspirator confessed to his involvement in the plot to overthrow the government. (Komplolayıcı, hükümeti devirmek için yapılan plana dahil olduğunu itiraf etti.)
- The conspirators hoped to disrupt the election by spreading false information. (Komplolayıcılar, yanlış bilgi yayarak seçimleri engellemeyi umdular.)
- The conspirator used his position of power to manipulate the outcome of the trial. (Komplolayıcı, duruşmanın sonucunu manipüle etmek için gücünü kullandı.)
- The conspirators plotted to steal the crown jewels from the palace. (Komplolayıcılar, saraydan taç mücevherlerini çalmak için komplo kurdu.)
- The conspirator was a key player in the illegal drug trade. (Komplolayıcı, yasa dışı uyuşturucu ticaretinde önemli bir rol oynuyordu.)
- The conspirators were caught on tape discussing their plans to commit fraud. (Komplolayıcılar, sahtekarlık yapma planlarını konuşurken kaydedildiler.)
- The conspirator was the mastermind behind the bank robbery. (Komplolayıcı, banka soygununun kilit figürüydü.)
- The conspirators used encrypted messages to communicate with each other. (Komplolayıcılar, birbirleriyle iletişim kurmak için şifrelenmiş mesajlar kullandılar.)
- The conspirator bribed government officials to secure the contract. (Komplolayıcı, sözleşmeyi güvence altına almak için hükümet yetkililerine rüşvet verdi.)
- The conspirators planned to sabotage the peace talks between the two countries. (Komplolayıcılar, iki ülke arasındaki barış görüşmelerini sabote etmek için plan yaptılar.)
- The conspirator was a hacker who infiltrated the government’s computer system. (Komplolayıcı, hükümet
bilgisayar sistemine sızan bir hackerdı.)
17. The conspirators were caught red-handed trying to smuggle weapons into the country. (Komplolayıcılar, silah kaçırmaya çalışırken suçüstü yakalandılar.)
- The conspirator was a double agent who worked for both sides. (Komplolayıcı, her iki taraf için de çalışan çifte ajan idi.)
- The conspirators were part of a larger criminal organization that operated across multiple countries. (Komplolayıcılar, birden fazla ülkede faaliyet gösteren daha büyük bir suç örgütünün parçasıydı.)
- The conspirator was sentenced to death for his role in the assassination plot. (Komplolayıcı, suikast planındaki rolü nedeniyle ölüm cezasına çarptırıldı.)
(Türkçe karşılıklarını kalın olarak yazdık.)
Hemen Yorum Yaz