Conspicuously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Conspicuously İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Conspicuously Nedir?


Conspicuously, İngilizce bir sıfattır ve Türkçe’de “göze çarpan bir şekilde” veya “aşikar bir şekilde” anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. She was conspicuously absent from the meeting. (Toplantıda aşikar bir şekilde yoktu.)
  2. The new car was parked conspicuously in front of the store. (Yeni araba dükkânın önünde göze çarpan bir şekilde park edilmişti.)
  3. He conspicuously avoided answering the question. (Soru yanıtlamaktan göze çarpan bir şekilde kaçındı.)
  4. The artist’s unique style was conspicuously present in the painting. (Sanatçının benzersiz tarzı resimde göze çarpan bir şekilde mevcuttu.)
  5. The expensive jewelry was conspicuously displayed in the store window. (Pahalı mücevherler mağaza vitrininde göze çarpan bir şekilde sergilenmişti.)
  6. The politician’s scandal was conspicuously covered by the media. (Politikacının skandalı medya tarafından göze çarpan bir şekilde ele alındı.)
  7. The beautiful sunset was conspicuously visible from the balcony. (Güzel gün batımı balkondan göze çarpan bir şekilde görülebiliyordu.)
  8. The missing documents were conspicuously absent from the file. (Eksik belgeler dosyadan göze çarpan bir şekilde eksikti.)
  9. The large billboard was conspicuously placed on the busy highway. (Büyük reklam panosu yoğun otoyolda göze çarpan bir şekilde yerleştirildi.)
  10. The groom’s nervousness was conspicuously evident during the wedding ceremony. (Damatın gerginliği düğün töreni sırasında göze çarpan bir şekilde belliydi.)
  11. The singer’s incredible talent was conspicuously apparent during the performance. (Şarkıcının inanılmaz yeteneği performans sırasında göze çarpan bir şekilde ortaya çıktı.)
  12. The company’s dedication to customer service was conspicuously displayed on their website. (Şirketin müşteri hizmetlerine verdiği önem web sitelerinde göze çarpan bir şekilde gösterildi.)
  13. The thief’s attempt to steal the jewelry was conspicuously foiled by the security guard. (Hırsızın mücevherleri çalmaya yönelik girişimi güvenlik görevlisi tarafından göze çarpan bir şekilde engellendi.)
  14. The politician’s efforts to improve the education system were conspicuously praised by the public. (Politikacının eğitim sistemi iyileştirme çabaları halk tarafından göze çarpan bir şekilde övüldü.)
  15. The charity organization’s tireless work was conspicuously recognized by the community. (Hayır kurumunun yorulmak bilmeyen çalışması topluluk tarafından göze çarpan bir şekilde tanındı.)
  16. The restaurant’s high-quality food was conspicuously reflected in their prices. (Restoranın yüksek kaliteli yemek

leri göze çarpan bir şekilde fiyatlarına yansıtılmıştı.)
17. The athlete’s dedication to training was conspicuously evident in his performance. (Sporcunun antrenmana verdiği önem performansında göze çarpan bir şekilde ortaya çıktı.)

  1. The company’s commitment to sustainability was conspicuously displayed in their annual report. (Şirketin sürdürülebilirliğe verdiği taahhüt yıllık raporlarında göze çarpan bir şekilde yer aldı.)
  2. The school’s strict dress code was conspicuously enforced by the teachers. (Okulun sıkı kıyafet kuralları öğretmenler tarafından göze çarpan bir şekilde uygulandı.)
  3. The musician’s controversial lyrics were conspicuously criticized by the media. (Müzisyenin tartışmalı sözleri medya tarafından göze çarpan bir şekilde eleştirildi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.