Consort With İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Consort With İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Consort With Nedir?


Consort with, birisiyle birlikte olmak ya da onlarla işbirliği yapmak anlamına gelir.

Örnek Cümleler:


1. I don’t think it’s a good idea to consort with criminals.
(Türkçe: Suçlularla bir arada olmanın iyi bir fikir olmadığını düşünüyorum.)

  1. He was seen consorting with the enemy.
    (Türkçe: Düşmanla bir arada görüldü.)

  2. She refused to consort with anyone she considered beneath her social status.
    (Türkçe: Sosyal statüsüne göre kendisinden aşağı gördüğü insanlarla bir arada olmayı reddetti.)

  3. The company was accused of consorting with the competition.
    (Türkçe: Şirket, rakipleriyle işbirliği yapmakla suçlandı.)

  4. The politician was criticized for consorting with lobbyists.
    (Türkçe: Siyasetçi, lobicilerle bir arada olmakla eleştirildi.)

  5. It is important not to consort with people who have a negative influence on you.
    (Türkçe: Seni olumsuz etkileyen insanlarla bir arada olmamak önemlidir.)

  6. She refused to consort with her ex-boyfriend, even though he wanted to get back together.
    (Türkçe: Eski erkek arkadaşıyla bir arada olmayı reddetti, tekrar birlikte olmak istese bile.)

  7. The detective was accused of consorting with the suspect.
    (Türkçe: Dedektif, şüpheliyle bir arada olmakla suçlandı.)

  8. The company’s reputation was damaged after it was discovered that they had been consorting with known criminals.
    (Türkçe: Bilinen suçlularla işbirliği yaptıkları ortaya çıktıktan sonra şirketin itibarı zarar gördü.)

  9. She was warned not to consort with the rebel group.
    (Türkçe: İsyancı grupla bir arada olmaması konusunda uyarıldı.)

  10. The businessman was caught consorting with a known fraudster.
    (Türkçe: İş adamı, bilinen bir dolandırıcıyla bir arada yakalandı.)

  11. The celebrity was criticized for consorting with controversial figures.
    (Türkçe: Ünlü, tartışmalı kişilerle bir arada olmakla eleştirildi.)

  12. The organization was accused of consorting with terrorist groups.
    (Türkçe: Örgüt, terör örgütleriyle işbirliği yapmakla suçlandı.)

  13. He was caught consorting with a known drug dealer.
    (Türkçe: Bilinen bir uyuşturucu satıcısıyla bir arada yakalandı.)

  14. The company’s CEO was fired for consorting with a rival company.
    (Türkçe: Şirketin CEO’su, rakip bir şirketle işbirliği yap

  1. The actress was criticized for consorting with a known womanizer.
    (Türkçe: Aktris, bilinen bir kadın düşkünüyle bir arada olmakla eleştirildi.)

  2. The politician was accused of consorting with a foreign spy.
    (Türkçe: Siyasetçi, yabancı bir casusla işbirliği yapmakla suçlandı.)

  3. The teacher was reprimanded for consorting with a student outside of school.
    (Türkçe: Öğretmen, okul dışında bir öğrenciyle bir arada olmakla cezalandırıldı.)

  4. The organization was praised for consorting with local communities to solve environmental issues.
    (Türkçe: Çevresel sorunları çözmek için yerel topluluklarla işbirliği yapmakla örgüt övüldü.)

  5. The journalist was criticized for consorting with sources who had a bias.
    (Türkçe: Gazeteci, önyargısı olan kaynaklarla bir arada olmakla eleştirildi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.