Consort İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Consort İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Consort Nedir?


Consort kelimesi, bir grup insanın ya da şeylerin birlikte çalışması veya işbirliği yapması anlamına gelir. Genellikle bir liderin önderliğinde veya belirli bir amaç için bir araya gelen insanlar için kullanılır.

Örnek Cümleler:


1. The musicians played in perfect consort, creating a beautiful harmony. (Müzisyenler mükemmel uyum içinde çaldılar ve güzel bir harmoni oluşturdular.)
2. The companies entered into a consortium to develop the new technology. (Şirketler, yeni teknolojiyi geliştirmek için bir konsorsiyuma girdiler.)
3. The king’s consort was by his side during all official events. (Kralın eşi resmi etkinliklerde onun yanındaydı.)
4. The team worked in close consort to complete the project on time. (Ekip, proje zamanında tamamlamak için yakın işbirliği yaptı.)
5. The birds sang in perfect consort, creating a beautiful melody. (Kuşlar mükemmel uyum içinde şarkı söyleyerek güzel bir melodi oluşturdular.)
6. The two companies agreed to work in consort on the new product launch. (İki şirket, yeni ürün lansmanında birlikte çalışmayı kabul etti.)
7. The prince’s consort was a strong and influential woman. (Prens’in eşi güçlü ve etkili bir kadındı.)
8. The actors worked in perfect consort to bring the play to life. (Aktörler oyunu canlandırmak için mükemmel uyum içinde çalıştılar.)
9. The countries formed a trade consortium to increase their economic power. (Ülkeler, ekonomik güçlerini artırmak için bir ticaret konsorsiyumu oluşturdular.)
10. The orchestra played in perfect consort, bringing the music to life. (Orkestra mükemmel uyum içinde çaldı ve müziği canlandırdı.)
11. The companies decided to form a research consortium to study the effects of climate change. (Şirketler, iklim değişikliğinin etkilerini araştırmak için bir araştırma konsorsiyumu oluşturmaya karar verdiler.)
12. The queen consort was loved by the people for her kindness and generosity. (Kraliçe eşi, iyiliği ve cömertliğiyle halk tarafından sevildi.)
13. The committee worked in close consort with the government to develop new policies. (Komite, yeni politikalar geliştirmek için hükümetle yakın işbirliği yaptı.)
14. The artists worked in perfect consort to create a beautiful painting. (Sanatçılar mükemmel uyum içinde çalışarak güzel bir resim oluşturdular.)
15. The companies formed a marketing consortium to promote their products in new markets. (Şirketler, ürünlerini yeni pazarlarda tanıtmak için bir pazarlama konsorsiyumu oluşturdular.)
16. The prince’s consort was known for her intelligence and wit. (Prens’in eşi zekası

ve espri yeteneğiyle tanınırdı.)
17. The team worked in close consort with the community to address their concerns. (Ekip, toplumun endişelerine cevap vermek için yakın işbirliği yaptı.)

  1. The companies formed a manufacturing consortium to reduce costs and increase efficiency. (Şirketler, maliyetleri düşürmek ve verimliliği artırmak için bir üretim konsorsiyumu oluşturdular.)
  2. The king’s consort was an important advisor and confidante. (Kralın eşi önemli bir danışman ve güvendiği kişiydi.)
  3. The band played in perfect consort, getting the crowd on their feet. (Grup mükemmel uyum içinde çaldı ve seyircileri ayakta alkışlatmayı başardı.)

Türkçe Anlamlar:

  • uyum içinde çalışmak
  • konsorsiyum
  • kralın eşi
  • yakın işbirliği yapmak
  • harmoni
  • yeni ürün lansmanı
  • prensin eşi
  • oyunu canlandırmak
  • ticaret konsorsiyumu
  • orkestra
  • iklim değişikliği araştırması
  • kraliçe eşi
  • yeni politikalar geliştirmek
  • sanat eseri
  • pazarlama konsorsiyumu
  • zeka ve espri yeteneği
  • toplumun endişelerine cevap vermek
  • üretim konsorsiyumu
  • kralın eşi (danışman)
  • konser

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.