Confessional İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Confessional İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Confessional Nedir?

Confessional kelimesi, genellikle dini bir bağlamda kullanılan bir terimdir ve kişinin itiraf ettiği veya günahtan arındığı bir yer veya uygulamayı ifade eder. İngilizce’de “confessional” kelimesi, itiraf kabini, itiraf odası veya itiraf edilen günahların anlatıldığı yer anlamında da kullanılabilir.

Örnek cümleler:

1. I went to the confessional and confessed all of my sins to the priest. (İtiraf odasına gittim ve tüm günahlarımı papaza itiraf ettim.)
2. She always feels better after going to the confessional and confessing her sins. (Günahlarını itiraf etmek için itiraf odasına gitmekten sonra her zaman daha iyi hisseder.)
3. The confessional is a sacred place where people can confess their sins and seek forgiveness. (İtiraf odası, insanların günahlarını itiraf edebildikleri ve bağışlanma arayabildikleri kutsal bir yerdir.)
4. He felt relieved after confessing his sins in the confessional. (Günahlarını itiraf ettikten sonra itiraf odasında rahatlamıştı.)
5. The priest listened patiently to her confession in the confessional. (Papaz, itiraf odasında onun itirafını sabırla dinledi.)
6. She had a lot of things to confess when she entered the confessional. (İtiraf odasına girdiğinde itiraf edecek çok şeyi vardı.)
7. The confessional provides a safe and confidential space for people to confess their sins. (İtiraf odası, insanların günahlarını itiraf etmek için güvenli ve gizli bir alan sağlar.)
8. He was hesitant to go to the confessional at first, but eventually he gathered the courage to do so. (Başlangıçta itiraf odasına gitmekten çekindi, ancak sonunda cesaretini topladı.)
9. The priest offered words of comfort and encouragement to the penitent after his confession in the confessional. (Papaz, itiraf odasında itiraf ettikten sonra tövbe eden kişiye teselli ve teşvik sözleri sundu.)
10. She felt a sense of relief after confessing her sins in the confessional. (Günahlarını itiraf ettikten sonra itiraf odasında bir rahatlama hissetti.)
11. The confessional is an important part of the Catholic sacrament of penance. (İtiraf odası, Katolik tövbe ayinine önemli bir parçadır.)
12. He had never been to the confessional before, but he knew he needed to confess his sins. (Daha önce hiç itiraf odasına gitmemişti, ancak günahlarını itiraf etmesi gerektiğini biliyordu.)
13. The priest reminded him of God’s forgiveness after he confessed his sins in the confessional. (Papaz, itiraf odasında günahlarını itiraf ett

ikten sonra ona Tanrı’nın bağışlamasını hatırlattı.)
14. The confessional is a place where people can reflect on their actions and seek to make amends. (İtiraf odası, insanların eylemlerini düşünüp telafi etmek için çaba gösterdikleri bir yerdir.)

15. She had a heavy heart as she entered the confessional to confess her sins. (Günahlarını itiraf etmek için itiraf odasına girerken içi ağırdı.)
16. The priest offered guidance and advice to the penitent after his confession in the confessional. (Papaz, itiraf odasında itiraf ettikten sonra tövbe eden kişiye yönlendirme ve tavsiyeler sundu.)
17. He felt a sense of renewal and spiritual cleansing after confessing his sins in the confessional. (Günahlarını itiraf ettikten sonra itiraf odasında yenilenme ve manevi temizlenme hissi hissetti.)
18. The confessional is a solemn and sacred place where people can seek forgiveness for their sins. (İtiraf odası, insanların günahlarından bağışlanma arayabilecekleri ciddi ve kutsal bir yerdir.)
19. She was nervous as she approached the confessional, but felt a sense of peace after confessing her sins. (İtiraf odasına yaklaşırken sinirliydi, ancak günahlarını itiraf ettikten sonra huzur hissetti.)
20. The confessional is a private and confidential space where people can share their deepest fears and regrets. (İtiraf odası, insanların en derin korkularını ve pişmanlıklarını paylaşabilecekleri özel ve gizli bir alandır.)