Complexion İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Complexion
Complexion kelimesi Türkçe’de cilt rengi anlamına gelir.
- She has a fair complexion. (O, açık tenlidir.)
- His complexion turned red after he spent all day in the sun. (Güneşte tüm gün geçirdikten sonra cildi kızardı.)
- The model’s perfect complexion is the envy of many. (Modelin mükemmel cilt rengi, birçok kişinin kıskançlığıdır.)
- His dark complexion makes him look very handsome. (Koyu cilt rengi onu çok yakışıklı gösteriyor.)
- She has been using a moisturizer to improve her complexion. (Cilt rengini iyileştirmek için nemlendirici kullanıyor.)
- The doctor told her to avoid the sun to protect her complexion. (Doktoru, cilt rengini korumak için güneşten kaçınmasını söyledi.)
- She was born with a beautiful complexion. (O, doğuştan güzel bir cilt rengine sahip.)
- His complexion looked pale and sickly. (Cildi soluk ve hastalıklı görünüyordu.)
- The actress’s glowing complexion is due to her healthy lifestyle. (Oyuncunun parlayan cilt rengi, sağlıklı yaşam tarzına bağlıdır.)
- His complexion was olive-toned, which indicated his Mediterranean heritage. (Cilt rengi zeytin tonlarındaydı, bu da Akdeniz kökenini gösteriyordu.)
- She used a concealer to cover the blemishes on her complexion. (Cilt rengindeki kusurları örtmek için bir kapatıcı kullandı.)
- The foundation matched her complexion perfectly. (Fondöten cilt rengine mükemmel uyuyordu.)
- Her complexion darkened after spending a month in the tropics. (Tropiklerde bir ay geçirdikten sonra cilt rengi koyulaştı.)
- The doctor recommended a skincare routine to improve her complexion. (Doktoru, cilt rengini iyileştirmek için bir cilt bakım rutini önerdi.)
- His complexion was ashen, which indicated he was feeling unwell. (Cilt rengi küllüktü, bu da kendini iyi hissetmediğini gösteriyordu.)
- She has a flawless complexion, free of any blemishes or imperfections. (Kusur veya kusur olmaksızın kusursuz bir cilt rengine sahip.)
- The makeup artist used a bronzer to give her complexion a sun-kissed look. (Makyaj sanatçısı, cilt rengine güneşte yanmış bir görünüm kazandırmak için bir bronzlaştırıcı kullandı.)
- Her complexion was sallow, indicating she may be suffering from an illness. (Cilt rengi soluktu, bu da bir hastalıkla mücadele ediyor olabileceğini gösteriyordu.)
- The foundation she used was too light for her complexion, making her face look ghostly. (Kullandığı fondöten cilt rengine göre çok açıktı
- His complexion was ruddy, indicating good health and high levels of physical activity. (Cilt rengi pembemsi-kırmızımsıydı, bu da iyi sağlık ve yüksek fiziksel aktivite düzeyi gösteriyordu.)
Hemen Yorum Yaz