Litigious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Litigious İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Litigious

Litigious, “dava açmaya meyilli, kavgacı” anlamlarına gelir.

Örnek cümleler:

  1. John is a litigious person who always seeks to sue people. (John, insanları dava etmeye meyilli bir kişidir.)
  2. The company has been involved in several litigious disputes. (Şirket birkaç dava anlaşmazlığına karışmıştır.)
  3. His litigious nature causes a lot of unnecessary drama. (Onun dava açmaya meyilli doğası gereksiz bir drama sebep olur.)
  4. The family’s litigious behavior led to a lengthy legal battle. (Ailenin dava açmaya meyilli davranışı uzun bir hukuk mücadelesine yol açtı.)
  5. The company’s litigious history has caused concern among investors. (Şirketin dava açmaya meyilli tarihi yatırımcılar arasında endişe yarattı.)
  6. She has a litigious personality and enjoys arguing with others. (O, dava açmaya meyilli bir kişiliğe sahip ve diğerleriyle tartışmaktan keyif alır.)
  7. The litigious atmosphere in the office has made it difficult to work. (Ofisteki dava açmaya meyilli atmosfer çalışmayı zorlaştırdı.)
  8. The city is facing a litigious battle over the new zoning laws. (Şehir, yeni zonlama yasaları üzerinde dava açmaya meyilli bir mücadeleyle karşı karşıya.)
  9. His litigious tendencies have caused him to lose many friends. (Dava açmaya meyilli eğilimleri onun birçok arkadaşını kaybetmesine neden oldu.)
  10. The company’s litigious tactics have earned it a reputation for being difficult to work with. (Şirketin dava açmaya meyilli taktikleri, iş yapması zor bir şirket olarak bir üne sahip olmasına neden oldu.)
  11. The litigious nature of the divorce made it even more stressful. (Boşanmanın dava açmaya meyilli doğası, daha da stresli hale getirdi.)
  12. The litigious climate in the industry has led to many companies going bankrupt. (Endüstrideki dava açmaya meyilli iklim, birçok şirketin iflas etmesine neden oldu.)
  13. His litigious behavior has caused him to be blacklisted by many employers. (Onun dava açmaya meyilli davranışı, birçok işveren tarafından kara listeye alınmasına neden oldu.)
  14. The company’s litigious history has led to increased insurance costs. (Şirketin dava açmaya meyilli tarihi, artan sigorta maliyetlerine yol açtı.)
  15. The litigious culture of the legal profession has been criticized by many. (Hukuk mesleğinin dava açmaya meyilli kültürü, birçok kişi tarafından eleştirildi.)
  16. The litigious nature of the case made it difficult to reach a settlement. (Davanın dava açmaya meyilli doğası,

taraflar arasında bir anlaşmaya varmayı zorlaştırdı.)
17. The litigious attitude of the plaintiff caused the case to drag on for months. (Davacının dava açmaya meyilli tutumu, davayı aylarca sürüncemede bıraktı.)

  1. The company’s litigious history has led to a decrease in public trust. (Şirketin dava açmaya meyilli tarihi, halkın güveninin azalmasına neden oldu.)
  2. The litigious tactics used by the lawyer were unethical. (Avukatın kullandığı dava açmaya meyilli taktikler etik değildi.)
  3. The litigious culture in society is a sign of a breakdown in communication. (Toplumdaki dava açmaya meyilli kültür, iletişimde bir bozulma işaretidir.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.