Coherence İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Coherence İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Coherence (Tutarlılık)

Coherence, bir bütün olarak anlaşılabilir ve mantıklı olan bir şeyin tutarlılığını ifade eder. Coherence, fikirler, planlar veya hikayeler gibi birçok şey için önemlidir.

Örnek Cümleler:

  1. The essay lacks coherence and is difficult to follow. (Deneme tutarlılıktan yoksun ve takip etmesi zor.)
  2. The coherence of his argument was impressive. (Argümanının tutarlılığı etkileyiciydi.)
  3. The story had a coherence that held my interest. (Hikaye, ilgimi çeken bir tutarlılığa sahipti.)
  4. The coherence of the team’s plan was key to its success. (Takımın planının tutarlılığı başarısının anahtarıydı.)
  5. The lack of coherence in the company’s strategy caused confusion among employees. (Şirketin stratejisindeki tutarlılığın eksikliği, çalışanlar arasında kafa karışıklığına neden oldu.)
  6. The coherence of her ideas made for a compelling argument. (Fikirlerinin tutarlılığı, etkileyici bir argüman için yapılandı.)
  7. The lack of coherence in the plot made the movie hard to follow. (Hikayenin tutarlılığının eksikliği filmi takip etmeyi zorlaştırdı.)
  8. The coherence of his beliefs was admirable, even though I disagreed with him. (İnandığı şeylerin tutarlılığı takdire şayandı, hatta onunla aynı fikirde değildim.)
  9. The coherence of the design made the building visually stunning. (Tasarımın tutarlılığı binayı görsel açıdan etkileyici kıldı.)
  10. The coherence of the team’s performance was evident in their flawless execution. (Takımın performansındaki tutarlılık, kusursuz bir uygulamada kendini gösterdi.)
  11. The lack of coherence in his speech made it difficult to understand his main points. (Konuşmasındaki tutarlılığın eksikliği, ana noktalarını anlamayı zorlaştırdı.)
  12. The coherence of her plan gave me confidence in her leadership. (Planının tutarlılığı, liderliğine güvenim arttırdı.)
  13. The lack of coherence in the company’s mission statement led to confusion among stakeholders. (Şirketin misyon beyanındaki tutarlılığın eksikliği, paydaşlar arasında kafa karışıklığına neden oldu.)
  14. The coherence of the novel’s themes made it a satisfying read. (Romanın temalarındaki tutarlılık, okuması tatmin edici kıldı.)
  15. The lack of coherence in the team’s communication led to misunderstandings. (Takımın iletişimindeki tutarlılığın eksikliği, yanlış anlamalara neden oldu.)
  16. The coherence of his arguments made it clear that he had thoroughly researched the topic. (Argümanlarındaki tutarlılık, konuyu

derinlemesine araştırdığını açıkça ortaya koydu.)
17. The lack of coherence in the project plan caused delays and increased costs. (Proje planındaki tutarlılığın eksikliği, gecikmelere ve artan maliyetlere neden oldu.)

  1. The coherence of the team’s approach to problem-solving was crucial in resolving the issue. (Takımın problem çözme yaklaşımındaki tutarlılık, sorunu çözmede hayati öneme sahipti.)
  2. The lack of coherence in the company’s branding strategy resulted in a confusing message to customers. (Şirketin marka stratejisindeki tutarlılığın eksikliği, müşterilere karışık bir mesaj verdi.)
  3. The coherence of the professor’s lectures made it easy to understand complex concepts. (Profesörün derslerindeki tutarlılık, karmaşık kavramları anlamayı kolaylaştırdı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.