Clusterfuck İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Clusterfuck Nedir?
Clusterfuck, genellikle kaotik, karmaşık ve kontrol edilemez bir durum için kullanılan argo bir terimdir. Bu kelime, büyük ölçekli projeler, askeri operasyonlar, politik tartışmalar gibi birçok alanda kullanılır. Türkçe karşılığı “karmaşa”, “düzensizlik” olarak çevrilebilir.
Örnek Cümleler:
-
The team’s miscommunication resulted in a clusterfuck during the project.
(Proje sırasında takımın iletişim sorunları, karmaşaya neden oldu.) -
The concert turned into a clusterfuck when the band’s equipment malfunctioned.
(Konser, müzik grubunun ekipmanının arızalanması sonucu karmaşaya dönüştü.) -
The company’s reorganization plan was a clusterfuck, causing chaos among employees.
(Şirketin yeniden yapılanma planı, çalışanlar arasında kaosa neden olan bir karmaşa oldu.) -
The political debate quickly turned into a clusterfuck when the candidates started arguing.
(Siyasi tartışma, adayların tartışmaya başlamasıyla hızlı bir şekilde karmaşaya dönüştü.) -
The traffic in the city was a total clusterfuck during rush hour.
(Şehirdeki trafik, iş saatlerinde tam bir karmaşaya neden oldu.) -
The festival’s organization was a clusterfuck, with long lines and disorganized schedules.
(Festival organizasyonu, uzun kuyruklar ve düzensiz programlarla bir karmaşa haline geldi.) -
The military operation was a clusterfuck due to poor planning and communication.
(Askeri operasyon, kötü planlama ve iletişim nedeniyle bir karmaşa haline geldi.) -
The group project became a clusterfuck when one member refused to cooperate.
(Grup projesi, bir üyenin işbirliği yapmayı reddetmesi nedeniyle bir karmaşa haline geldi.) -
The airport was a clusterfuck due to delayed flights and overcrowded terminals.
(Havaalanı, gecikmiş uçuşlar ve kalabalık terminaller nedeniyle bir karmaşa haline geldi.) -
The software launch was a clusterfuck due to a major coding error.
(Yazılımın piyasaya sürülmesi, büyük bir kodlama hatası nedeniyle bir karmaşa haline geldi.) -
The party turned into a clusterfuck when the guests started fighting.
( Parti, misafirlerin kavga etmeye başlamasıyla bir karmaşa haline geldi.) -
The classroom was a clusterfuck when the teacher was absent and the substitute couldn’t control the students.
(Öğretmenin yokluğunda yerine gelen öğretmen, öğrencileri kontrol edemeyince sınıf bir karmaşaya dönüştü.) -
The restaurant’s opening night was a clusterfuck due to understaffing and long wait times.
(Restoranın açılış gecesi, yetersiz personel ve uzun bekleme süreleri nedeniyle bir karmaşa haline geldi.) -
The project manager
realized too late that the project was becoming a clusterfuck and had to quickly make changes.
(Proje yöneticisi, projenin karmaşaya dönüştüğünü çok geç fark etti ve hızlıca değişiklikler yapmak zorunda kaldı.)
-
The music festival was a clusterfuck of overlapping schedules and confusing directions.
(Müzik festivali, çakışan programlar ve karışık yönergelerin bir karmaşası haline geldi.) -
The group project turned into a clusterfuck when members couldn’t agree on the direction.
(Grup projesi, üyelerin yön konusunda anlaşamaması nedeniyle bir karmaşa haline geldi.) -
The restaurant’s kitchen was a clusterfuck with too many orders and not enough staff.
(Restoran mutfağı, çok sayıda sipariş ve yeterli personel olmaması nedeniyle bir karmaşa haline geldi.) -
The construction project turned into a clusterfuck when the weather didn’t cooperate.
(İnşaat projesi, hava koşullarının işbirliği yapmaması nedeniyle bir karmaşa haline geldi.) -
The party guests caused a clusterfuck by spilling drinks and breaking furniture.
(Parti konukları, içecekler dökerek ve mobilyaları kırarak bir karmaşaya neden oldular.) -
The tech company’s launch was a clusterfuck due to a cyber attack on their servers.
(Teknoloji şirketinin piyasaya sürülmesi, sunucularına yapılan bir siber saldırı nedeniyle bir karmaşaya dönüştü.)
Hemen Yorum Yaz