Clergyman İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Clergyman
Clergyman, din adamlığı yapan erkek kişi anlamına gelir. İşte bu kelimeyi örnek cümlelerde kullanarak daha iyi anlayabilirsiniz:
- The clergyman delivered an inspiring sermon at the church. (Din adamı kilisede ilham verici bir vaaz verdi.)
- The clergyman spent his entire life serving the church. (Din adamı hayatının tamamını kiliseye hizmet ederek geçirdi.)
- The young clergyman was ordained as a priest last month. (Genç din adamı geçen ay rahip olarak atanmıştı.)
- The clergyman provided comfort to the grieving family. (Din adamı yaslı aileye teselli sağladı.)
- The clergyman’s job is to minister to the spiritual needs of the community. (Din adamının işi toplumun manevi ihtiyaçlarını karşılamaktır.)
- The clergyman wore a black robe and white collar. (Din adamı siyah bir cüppe ve beyaz bir yakalık giydi.)
- The clergyman’s sermon was broadcast on local television. (Din adamının vaazı yerel televizyonda yayınlandı.)
- The clergyman offered prayers for world peace. (Din adamı dünya barışı için dua etti.)
- The clergyman’s message was one of hope and redemption. (Din adamının mesajı umut ve kurtuluştu.)
- The clergyman was respected and admired by his congregation. (Din adamı cemaati tarafından saygı gösterilen ve hayranlık duyulan biriydi.)
- The clergyman visited the sick and the elderly in the hospital. (Din adamı hastanede hastaları ve yaşlıları ziyaret etti.)
- The clergyman counseled the couple before their wedding. (Din adamı çiftin evliliklerinden önce danışmanlık yaptı.)
- The clergyman was invited to deliver the keynote address at the conference. (Din adamı konferansta ana konuşmayı yapmak için davet edildi.)
- The clergyman’s wisdom and guidance were invaluable to the community. (Din adamının bilgeliği ve rehberliği toplum için çok değerliydi.)
- The clergyman’s work often involved providing assistance to those in need. (Din adamının çalışması genellikle ihtiyaç sahiplerine yardım sağlamayı içeriyordu.)
- The clergyman’s dedication to his faith was unwavering. (Din adamının inancına olan bağlılığı kararlıydı.)
- The clergyman led the congregation in prayer. (Din adamı cemaati dua etmeye yönlendirdi.)
- The clergyman’s teachings were based on the scriptures. (Din adamının öğretileri kutsal kitaplara dayanıyordu.)
- The clergyman’s message resonated with the audience. (Din adamının mesajı izleyicilerle uyum sağladı.)
- The clergyman’s service to the community was recognized with an award. (Din adamının topluma hizmeti bir ödülle tanındı.)
- The clergyman’s words of comfort gave the family solace. (Din adamının teselli veren sözleri aileye huzur verdi.)
- The clergyman’s presence at the funeral brought peace to the mourners. (Din adamının cenazede bulunması yas tutanlara huzur getirdi.)
- The clergyman’s sermons always touched on important moral and ethical issues. (Din adamının vaazları her zaman önemli ahlaki ve etik konulara değiniyordu.)
- The clergyman’s congregation consisted of people from diverse backgrounds. (Din adamının cemaati çeşitli geçmişlere sahip insanlardan oluşuyordu.)
- The clergyman’s work required a great deal of compassion and empathy. (Din adamının çalışması büyük bir şefkat ve empati gerektiriyordu.)
- The clergyman’s duties included performing sacraments such as baptism and marriage. (Din adamının görevleri vaftiz ve evlilik gibi kutsal törenleri gerçekleştirmeyi içeriyordu.)
- The clergyman’s message emphasized the importance of forgiveness and redemption. (Din adamının mesajı affetme ve kurtuluşun önemine vurgu yapıyordu.)
- The clergyman’s guidance helped many people find meaning and purpose in their lives. (Din adamının rehberliği birçok insanın hayatında anlam ve amaç bulmasına yardımcı oldu.)
- The clergyman’s commitment to social justice was a source of inspiration for many. (Din adamının sosyal adalet konusundaki taahhüdü birçok kişi için ilham kaynağı oldu.)
- The clergyman’s role in the community was not limited to spiritual matters; he also provided practical assistance to those in need. (Din adamının toplumdaki rolü sadece manevi konularla sınırlı değildi; aynı zamanda ihtiyaç sahiplerine pratik yardım da sağladı.)
Hemen Yorum Yaz