Clasp İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Clasp İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Clasp Nedir?

Clasp, “toka” veya “çengel” anlamına gelen bir İngilizce kelime olarak kullanılır. Bir şeyi tutmak, bağlamak veya kapatmak için kullanılan bir araçtır.

Örnek Cümleler:

  1. She used a clasp to keep her hair in place. (Saçlarını tutmak için bir tokadan yararlandı.)
  2. The necklace has a beautiful clasp. (Kolyenin güzel bir çengeli var.)
  3. Can you help me clasp my bracelet? (Bileziğimi takmama yardım eder misin?)
  4. The clasp on his bag was broken. (Çantasındaki tokası bozulmuştu.)
  5. She struggled to clasp the necklace around her neck. (Kolyeyi boynuna takmakta zorlandı.)
  6. The clasp on his watch was loose. (Saatındaki çengel gevşekti.)
  7. The book has a clasp to keep it closed. (Kitap kapatmak için bir tokaya sahip.)
  8. She wore a dress with a clasp at the back. (Arka tarafında tokası olan bir elbise giydi.)
  9. The clasp on the purse was difficult to open. (Cüzdanın çengeli açmak zordu.)
  10. He used a clasp to attach the rope to the post. (İpi direğe tutturmak için bir çengel kullandı.)
  11. She couldn’t find the clasp to close her necklace. (Kolyesini takmak için çengeli bulamadı.)
  12. The clasp on the bracelet was too tight. (Bileziğin çengeli çok sıktı.)
  13. He had trouble opening the clasp on his belt. (Kemerindeki çengeli açmakta zorluk çekti.)
  14. She bought a new clasp for her favorite necklace. (Favori kolyesi için yeni bir çengel aldı.)
  15. The clasp on the door was broken, so it wouldn’t stay shut. (Kapının çengeli bozuktu, bu yüzden kapanmıyordu.)
  16. The clasp on his dog’s leash was strong enough to hold him back. (Köpeğinin tasma çengeli onu geri çekmeye yetecek kadar güçlüydü.)
  17. She forgot to clasp the lock on her suitcase. (Bavulunun kilit çengelini takmayı unuttu.)
  18. The clasp on her necklace was made of gold. (Kolyenin çengeli altından yapılmıştı.)
  19. He used a clasp to keep his tie in place. (Krudunu yerinde tutmak için bir tokadan yararlandı.)
  20. The clasp on the locket was delicate and intricate. (Medalyonun çengeli hassas ve karmaşıktı.)

Örnek Cümleler Devamı:

  1. The bracelet has a magnetic clasp that is easy to open and close. (Bilezikte kolay açılıp kapanabilen manyetik bir çengel var.)
  2. The clasp on the necklace was loose, so she had to get it fixed. (Kolyedeki çengel gevşekti, bu yüzden tamir ettirmesi gerekti.)
  3. She used a clasp to fasten her seatbelt. (Kemerini takmak için bir tokadan yararlandı.)
  4. The clasp on his briefcase was sturdy and reliable. (Çantasındaki çengel sağlam ve güvenilirdi.)
  5. She struggled to clasp the buckle on her shoes. (Ayakkabısındaki tokayı takmakta zorlandı.)
  6. The clasp on his necklace broke, causing him to lose the pendant. (Kolyedeki çengel kırıldı ve kolyenin asılı olduğu parça düştü.)
  7. She used a clasp to secure the zipper on her backpack. (Sırt çantasındaki fermuarı sabitlemek için bir çengel kullandı.)
  8. The clasp on his earring was so tiny that he needed a magnifying glass to see it. (Küpesindeki çengel o kadar küçüktü ki onu görmek için bir büyüteç gerekiyordu.)
  9. She used a clasp to keep her scarf in place on a windy day. (Rüzgarlı bir günde atkısını yerinde tutmak için bir çengel kullandı.)
  10. The clasp on his pocket watch was intricate and ornate. (Cep saatindeki çengel karmaşık ve süslüydü.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.