Chase İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Chase İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Chase

Chase, İngilizce bir fiil olup “kovalamak, takip etmek” anlamına gelir.

1. I saw a dog chasing a cat in the park. (Parkta bir köpeğin bir kediyi kovaladığını gördüm.)
2. The police chased the robber on foot. (Polis hırsızı yaya olarak kovaladı.)
3. The cat chased the mouse around the house. (Kedi, evin etrafında fareyi kovaladı.)
4. He chased after the ball that went over the fence. (Fence’in üzerine giden topu peşinden kovaladı.)
5. The paparazzi chased the celebrity for a good photo. (Paparazzi, iyi bir fotoğraf için ünlüyü kovaladı.)
6. She chased her dreams and finally became a successful actress. (Hayallerini takip etti ve sonunda başarılı bir aktris oldu.)
7. The hunters chased the deer through the forest. (Avcılar, ormanın içinde geyiği kovaladı.)
8. I can’t keep chasing after someone who doesn’t care about me. (Benimle ilgilenmeyen biri peşinden koşmaya devam edemem.)
9. The little girl was chasing the butterflies in the garden. (Küçük kız bahçede kelebekleri kovalıyordu.)
10. The car chase in the movie was very thrilling. (Filmin arabalar arasındaki kovalamacası çok heyecan vericiydi.)
11. She chased away the birds that were eating her plants. (Bitkilerini yiyen kuşları kovaladı.)
12. The police were chasing a stolen car down the highway. (Polis, otoyolda çalınmış bir arabayı takip ediyordu.)
13. He chased his opponent around the ring in the boxing match. (Boks maçında rakibini ringin etrafında kovaladı.)
14. The children were chasing each other around the playground. (Çocuklar oyun parkında birbirlerini kovalıyorlardı.)
15. The cat chased the laser pointer on the wall. (Kedi, duvardaki lazer işaretçisini kovaladı.)
16. She chased after her lost love for years before finally giving up. (Kaybettiği aşkının peşinden yıllarca koştu, sonunda vazgeçti.)
17. The dog chased its tail in circles. (Köpek, kuyruğunu döndürerek kovaladı.)
18. The children chased the ice cream truck down the street. (Çocuklar, buzlu kamyonun peşinden sokağın sonuna kadar koştular.)
19. The runner was chased by a pack of dogs during her morning jog. (Koşucusu sabah koşusunda bir köpek sürüsü tarafından kovalandı.)
20. The cat chased the string as it moved across the floor. (Kedi, yerde hareket eden ipi kovaladı.)

More examples:

21. The police chased the suspect on a high-speed chase through the city. (Polis, şüpheliyi şehirde yüksek hızlı bir kovalamacayla takip etti.)
22. The kids were chasing the bubbles with excitement. (Çocuklar heyecanla köpükleri kovalıyorlardı.)
23. The athlete chased after the world record in the race. (Sporcu yarışta dünya rekorunun peşinden koştu.)
24. She chased after the bus, but it drove away before she could catch it. (Otobüsün peşinden koştu, ancak onu yakalayamadan uzaklaştı.)
25. The police chased the suspect on foot and eventually caught him. (Polis, şüpheliyi yaya olarak kovaladı ve sonunda yakaladı.)
26. The cat chased the bug that had flown into the room. (Kedi, odaya uçan böceği kovaladı.)
27. He chased his dream of becoming a professional musician for years. (Yıllarca profesyonel müzisyen olma hayalini takip etti.)
28. The car chase ended in a crash, but luckily no one was hurt. (Araba kovalamacası bir kaza ile sonuçlandı, ama şans eseri kimse yaralanmadı.)
29. She chased after the elusive butterfly, but it flew away. (Kaçan kelebeğin peşinden koştu, ama uçup gitti.)
30. The dog chased the squirrel up the tree. (Köpek, sincaba ağaca kadar koştu.)

Overall, “chase” is a versatile verb that can be used in many different contexts. It often implies pursuit and movement, but can also refer to the pursuit of goals or dreams.