Chagrin İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Chagrin İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Chagrin

Chagrin, utanç, mahcubiyet ve üzüntü duygularını ifade eden bir kelime olarak Türkçeye geçmiştir.

Örnek cümleler:

  1. I felt a deep sense of chagrin when I realized I had forgotten my best friend’s birthday. (En iyi arkadaşımın doğum gününü unuttuğumu fark ettiğimde derin bir utanç hissettim.)
  2. The CEO’s chagrin was palpable when the company’s financial results were announced. (Şirketin finansal sonuçları açıklandığında CEO’nun mahcubiyeti açıktı.)
  3. To my chagrin, I found out that I had failed the exam. (Sınavda başarısız olduğumu öğrenince üzüntüye kapıldım.)
  4. She tried to hide her chagrin when she saw her ex-boyfriend with his new girlfriend. (Eski sevgilisi yeni kız arkadaşıyla karşılaştığında mahcubiyetini gizlemeye çalıştı.)
  5. His chagrin was evident when he realized he had missed his flight. (Uçağı kaçırdığını fark ettiğinde üzüntüsü açıktı.)
  6. The athlete couldn’t hide his chagrin when he was disqualified from the race. (Yarıştan diskalifiye edildiğinde sporcu mahcubiyetini gizleyemedi.)
  7. Much to her chagrin, the dress she had ordered didn’t fit her. (Sipariş ettiği elbise ona uymadığında üzüntüsüne diyecek yoktu.)
  8. John’s chagrin was evident when he spilled coffee all over his new suit. (Yeni takım elbiseli John kahveyi tüm üstüne döktüğünde üzüntüsü belirgindi.)
  9. The company’s stockholders expressed their chagrin when the share prices fell drastically. (Hisse fiyatları aşırı düştüğünde şirketin hissedarları üzüntülerini ifade ettiler.)
  10. Her chagrin turned to relief when she found out her lost wallet had been turned in to the police station. (Kaybolan cüzdanının polis merkezine teslim edildiğini öğrenince üzüntüsü rahatlama duygusuna dönüştü.)
  11. The team felt a sense of chagrin when they lost the championship game. (Şampiyonluk maçını kaybettiklerinde takım üzüntü duygusu hissetti.)
  12. The politician’s chagrin was evident when he lost the election by a large margin. (Geniş bir marjla seçimi kaybedince politikacının üzüntüsü belirgindi.)
  13. His chagrin turned to anger when he realized he had been lied to. (Yalan söylendiğini fark ettiğinde üzüntüsü öfkeye dönüştü.)
  14. The actress tried to hide her chagrin when she stumbled on the red carpet. (Kırmızı halıda tökezley
  1. His chagrin was evident when he realized he had forgotten his wife’s anniversary. (Eşinin yıldönümünü unuttuğunu fark ettiğinde mahcubiyeti belirgindi.)
  2. The employee couldn’t hide his chagrin when he was passed over for a promotion. (Terfi için seçilmediğinde çalışan mahcubiyetini gizleyemedi.)
  3. To her chagrin, she realized she had left her phone at home. (Evde telefonunu unuttuğunu fark edince üzüntüsüne diyecek yoktu.)
  4. The player’s chagrin was evident when he missed the game-winning shot. (Oyunu kazandıracak atışı kaçırdığında oyuncunun mahcubiyeti açıktı.)
  5. The manager’s chagrin was evident when she realized her team had missed an important deadline. (Önemli bir süresi kaçırdığını fark ettiğinde müdürün mahcubiyeti belirgindi.)
  6. Much to his chagrin, he realized he had been wearing mismatched shoes all day. (Bütün gün uyuşmayan ayakkabılar giydiğini fark edince üzüntüsüne diyecek yoktu.)

(Tüm örnek cümleler İngilizce olarak yazılmıştır.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.