Catchy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Catchy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Catchy İle İlgili Cümleler

Türkçe Anlamı: İlgisini çeken, çekici, akılda kalıcı

1. The company came up with a catchy slogan that everyone remembers. (Şirket, herkesin hatırladığı akılda kalıcı bir slogan buldu.)
2. The jingle in the commercial is so catchy, I can’t stop humming it. (Reklamdaki jingle çok çekici, onu mırıldanmayı durduramıyorum.)
3. Her new song has a really catchy beat. (Onun yeni şarkısı gerçekten çok çekiçli bir ritme sahip.)
4. The catchy headline drew me in to read the article. (Çekici başlık, makaleyi okumaya beni çekti.)
5. The store has a catchy name that makes it easy to remember. (Mağaza, akılda kalıcı bir isme sahip, bu da onu hatırlamayı kolaylaştırıyor.)
6. The movie’s catchy plot kept me on the edge of my seat. (Filmin ilginç konusu beni koltuğumun kenarında tuttu.)
7. The catchy melody of the song is stuck in my head. (Şarkının çekiçli melodisi kafamda takılı kaldı.)
8. The book’s catchy cover caught my eye in the bookstore. (Kitabın ilginç kapağı kitapçıda benim ilgimi çekti.)
9. The product’s catchy packaging is what initially caught my attention. (Ürünün çekici ambalajı öncelikle dikkatimi çeken şeydi.)
10. The restaurant’s catchy sign made it easy to find. (Restoranın akılda kalıcı işareti, onu bulmayı kolaylaştırdı.)
11. The song has a really catchy chorus that you can’t help but sing along to. (Şarkıda, söylemeden edemeyeceğiniz gerçekten çekiçli bir nakarat var.)
12. The advertisement’s catchy tagline made me want to try the product. (Reklamın akılda kalıcı sloganı, ürünü denemek istememe neden oldu.)
13. The logo has a catchy design that sticks in your mind. (Logo, zihninizde kalan çekici bir tasarıma sahiptir.)
14. The company’s catchy website design kept me browsing for hours. (Şirketin çekici web sitesi tasarımı, saatlerce gezinmeme neden oldu.)
15. The comedian’s jokes were so catchy, I couldn’t stop laughing. (Komedyenin şakaları çok çekiçliydi, gülmeyi durduramadım.)
16. The catchy rhythm of the song had me tapping my foot along to the beat. (Şarkının çekiçli ritmi, ayaklarımla ritme uygun şekilde tıklamama neden oldu.)
17. The catchy introduction of the speech grabbed the audience’s attention. (Konuşmanın çekici girişi, izleyicilerin dikkatini çekti.)
18. The advertisement’s catchy visuals made it stand out from the rest. (Reklamın çekici görselleri, diğer

reklamlardan öne çıktı.)
19. The catchy dance moves in the music video made it go viral. (Müzik videosundaki çekici dans hareketleri, onu viral hale getirdi.)

20. The catchy title of the article made me want to read more. (Makalenin çekici başlığı, daha fazlasını okumak istememe neden oldu.)

Türkçe Karşılığı: ilgi çekici, akılda kalıcı