Canopy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Canopy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Canopy Nedir?

Canopy, ağaçların dallarının en üst kısımlarında oluşan yaprak örtüsüdür. Bu yaprak örtüsü, ormanların ekosistemi için oldukça önemlidir. Aynı zamanda, bazı hayvan türleri için de barınma ve beslenme alanı sağlar.

1. The monkeys were playing in the canopy. (Maymunlar, kovanda oynuyorlardı.)
2. The birds nest in the canopy. (Kuşlar, kovanda yuva yaparlar.)
3. The canopy provides shade on hot days. (Kovandaki yaprak örtüsü, sıcak günlerde gölge sağlar.)
4. The biologist studied the insects living in the canopy. (Biyolog, kovandaki yaşayan böcekleri inceledi.)
5. The canopy tour was a thrilling experience. (Kovandaki tur, heyecan verici bir deneyimdi.)
6. The canopy was so dense that sunlight couldn’t penetrate it. (Yaprak örtüsü, güneş ışığının içeri girmesine izin vermedi.)
7. The canopy was home to many different species. (Yaprak örtüsü, birçok farklı tür için evdi.)
8. The canopy walk provided a unique view of the forest. (Yürüyüş, ormanın benzersiz bir görünümünü sağladı.)
9. The canopy was alive with the sound of birds. (Yaprak örtüsü, kuşların sesleriyle doluydu.)
10. The canopy was a beautiful green color. (Yaprak örtüsü, güzel bir yeşil renkteydi.)
11. The canopy protected the forest floor from heavy rain. (Yaprak örtüsü, ağır yağmurdan orman zeminini korudu.)
12. The canopy was a maze of branches and leaves. (Yaprak örtüsü, dallar ve yapraklar labirentiydi.)
13. The canopy was home to many rare and endangered species. (Yaprak örtüsü, birçok nadir ve tehlikede olan tür için evdi.)
14. The canopy was so high up that it was hard to see the ground. (Yaprak örtüsü o kadar yüksekti ki, zemini görmek zordu.)
15. The canopy was a crucial part of the forest ecosystem. (Yaprak örtüsü, orman ekosisteminin önemli bir parçasıydı.)
16. The canopy was teeming with life. (Yaprak örtüsü, hayatla doluydu.)
17. The canopy was home to many different types of birds. (Yaprak örtüsü, birçok farklı türde kuşa ev sahipliği yapıyordu.)
18. The canopy was a great place to go bird watching. (Yaprak örtüsü, kuş izlemek için harika bir yerdi.)
19. The canopy was the habitat of the elusive sloth. (Yaprak örtüsü, kaçamak yavaşçaların yaşam alanıydı.)
20. The canopy was a

natural air filter, absorbing carbon dioxide and producing oxygen. (Yaprak örtüsü, doğal bir hava filtresiydi, karbondioksit emer ve oksijen üretirdi.)

Canopy ile ilgili diğer kelimeler

– Canopy bed: a bed with a decorative cover suspended over it (Kapitone yatak)
– Canopy tour: a guided tour through the treetops using suspended platforms and zip lines (Kovandaki tur)
– Canopy walkway: a walkway suspended high in the trees (Kovandaki yürüyüş yolu)
– Canopy tent: a tent with a top that extends outward to form a covered area (Kapitone çadır)

1. The canopy bed looked like something out of a fairy tale. (Kapitone yatak, masallardan çıkmış gibi görünüyordu.)
2. The canopy tour was the highlight of our trip to the rainforest. (Kovandaki tur, yağmur ormanına yaptığımız gezinin en önemli kısmıydı.)
3. The canopy walkway provided a bird’s-eye view of the forest. (Kovandaki yürüyüş yolu, ormanın kuş bakışı görünümünü sağladı.)
4. We stayed in a canopy tent during our camping trip. (Kamp yaparken kapitone bir çadırda kaldık.)
5. The canopy bed was draped in luxurious fabrics. (Kapitone yatak, lüks kumaşlarla kaplanmıştı.)
6. The canopy tour was not for the faint of heart. (Kovandaki tur, kalbi zayıf olanlar için değildi.)
7. The canopy walkway swayed gently in the breeze. (Kovandaki yürüyüş yolu, hafif bir esintide hafifçe sallandı.)
8. We set up our canopy tent under a tree for extra shade. (Kapitone çadırımızı ağacın altına kurduk, ekstra gölge için.)
9. The canopy bed made the room feel like a royal chamber. (Kapitone yatak, odanın kraliyet odası gibi hissettirmesine neden oldu.)
10. The canopy tour allowed us to see exotic birds up close. (Kovandaki tur, egzotik kuşları yakından görmemizi sağladı.)
11. The canopy walkway was a great way to experience the forest canopy. (Kovandaki yürüyüş yolu, orman yaprak örtüsünü deneyimlemenin harika bir yoluydu.)
12. We stayed dry in our canopy tent during the rainstorm. (Yağmur fırtınası sırasında kapitone çadırımızda kuru kaldık.)
13. The canopy bed was the centerpiece of the room. (Kapitone yatak, odanın merkeziydi.)
14. The canopy tour was a thrilling adventure. (Kovandaki tur, heyecan verici bir maceraydı.)
15. The canopy walkway was a unique way to explore the forest. (Kovandaki yürüyüş yolu, ormanı keşfetmenin benzersiz bir yoluydu.)
16. We spent hours lounging in the canopy bed. (