Somebody’S Stamping/Stomping Ground İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Stamping/Stomping Ground Nedir?
Stamping/stomping ground, bir kişi veya hayvanın sık sık ziyaret ettiği yerdir. Bu yer, birinin sıklıkla bulunduğu veya kişisel bağlantısı olan bir yer olabilir.
Örnek cümleler:
- My hometown is my stamping ground; I feel comfortable and safe there. (Benim memleketim benim güvenli limanımdır, orada kendimi rahat hissederim.)
- The coffee shop on Main Street is my stamping ground; I go there every morning. (Ana caddede bulunan kahve dükkanı benim uğrak yerimdir; her sabah oraya giderim.)
- This park used to be my stamping ground when I was a kid. (Ben çocukken bu park benim sıkça gittiğim yerdi.)
- The bar downtown was his stamping ground before he got sober. (Şehir merkezindeki bar, onun ayıldıktan önceki uğrak yeriydi.)
- The forest was the deer’s stamping ground. (Orman, geyiklerin uğrak yeriydi.)
- The beach was their stamping ground; they had a picnic there every summer. (Plaj onların yaz aylarında her piknik yaptıkları bir yerdi.)
- The gym is her stamping ground; she works out there every day. (Spor salonu onun sıkça gittiği yerdir; her gün orada antrenman yapar.)
- The neighborhood bar is where the locals go to drink; it’s their stamping ground. (Mahalle barı yerel halkın içmeye gittiği yerdir; orası onların uğrak yeridir.)
- The lake is his stamping ground; he loves to fish there. (Göl onun uğrak yeridir; orada balık tutmayı çok sever.)
- The library was her stamping ground during college; she studied there every day. (Kütüphane onun üniversite yıllarında sıkça gittiği yerdi; her gün orada ders çalışırdı.)
- The old music venue was the band’s stamping ground; they played there every weekend. (Eski müzik mekanı, grubun her hafta sonu çaldığı yerdi.)
- The park is the children’s stamping ground; they play there every day after school. (Park çocukların uğrak yeridir; okuldan sonra her gün orada oynarlar.)
- The alley behind the restaurant was the cat’s stamping ground; it liked to nap there. (Restoranın arkasındaki ara sokak, kedinin uğrak yeriydi; orada uyumayı severdi.)
- The university was her stamping ground during her studies; she spent four years there. (Üniversite, onun öğrenim yıllarında uğrak yeriydi; orada dört yılını geçirdi.)
- The lakefront is the swans’ stamping ground; they swim there every day. (Göl kıyısı kuğuların uğrak yeridir; her gün orada yüzerler.)
- The mountains were his stamping ground; he loved to hike and camp there. (Dağlar onun uğrak yeriydi; orada yürüyüş yapmayı ve kamp yapmayı severdi.)
- The skate park is the teenagers’ stamping ground; they hang out there every weekend. (Kaykay parkı gençlerin uğrak yeridir; her hafta sonu orada takılırlar.)
- The local diner was their stamping ground; they had breakfast there every Saturday. (Yerel lokanta onların uğrak yeriydi; her Cumartesi orada kahvaltı ederlerdi.)
- The art museum was his stamping ground; he visited it every month. (Sanat müzesi onun uğrak yeriydi; her ay orayı ziyaret ederdi.)
- The riverbank is the otters’ stamping ground; they play and swim there. (Nehir kıyısı, su samurlarının uğrak yeridir; orada oynarlar ve yüzerler.)
Hemen Yorum Yaz