İnterrelate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnterrelate İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Interrelate:

Türkçe anlamı: Bağlantılı, ilişkili olmak

  1. It’s important to interrelate different ideas to come up with a comprehensive solution. (Farklı fikirleri bağlantılı hale getirmek, kapsamlı bir çözüm bulmak için önemlidir.)
  2. The two stories interrelate in interesting ways. (İki hikaye ilginç yollarla ilişkilidir.)
  3. The professor interrelated several concepts to demonstrate the complexity of the problem. (Profesör, sorunun karmaşıklığını göstermek için birkaç kavramı birbirine bağladı.)
  4. These two subjects interrelate in many different ways. (Bu iki konu birçok farklı şekilde ilişkilidir.)
  5. His work in biology and chemistry is closely interrelated. (Biyoloji ve kimya alanındaki çalışmaları sıkı şekilde bağlantılıdır.)
  6. The characters’ storylines interrelate as the plot unfolds. (Karakterlerin hikayeleri, olay örgüsü açıldıkça birbirleriyle bağlantılı hale gelir.)
  7. The company’s success interrelates with the quality of its products. (Şirketin başarısı, ürünlerinin kalitesiyle bağlantılıdır.)
  8. The study found that economic and social factors interrelate in complex ways. (Araştırma, ekonomik ve sosyal faktörlerin karmaşık bir şekilde birbirleriyle ilişkili olduğunu buldu.)
  9. Different cultures interrelate in unique and fascinating ways. (Farklı kültürler, eşsiz ve etkileyici yollarla birbirleriyle ilişkilidirler.)
  10. The therapist helped the patient interrelate their past experiences with their current behavior. (Terapist, hastanın geçmiş deneyimlerini mevcut davranışlarıyla ilişkilendirmesine yardımcı oldu.)
  11. The movie interrelates the lives of several characters in a small town. (Film, küçük bir kasabada birkaç karakterin hayatını birbiriyle ilişkilendirir.)
  12. The company’s marketing and sales strategies interrelate to achieve its goals. (Şirketin pazarlama ve satış stratejileri hedeflerine ulaşmak için birbirleriyle bağlantılıdır.)
  13. The study found that physical health and mental health interrelate with each other. (Araştırma, fiziksel sağlık ve zihinsel sağlığın birbirleriyle ilişkili olduğunu buldu.)
  14. The different parts of the puzzle interrelate to form a complete picture. (Bulmacanın farklı parçaları birleşerek tam bir resim oluştururlar.)
  15. The author interrelated several themes throughout the novel. (Yazar, romanda birkaç tema arasında bağlantı kurdu.)
  16. The study examined how different factors interrelate to influence educational outcomes. (Araştırma, farklı faktörlerin eğitimsel sonuçları nasıl etkilediğini

inceliyor.)
17. The team’s success is interrelated with their ability to work well together. (Takımın başarısı, birlikte iyi çalışabilme yetenekleriyle ilişkilidir.)

  1. The artist’s use of color and form interrelate to create a sense of movement in the painting. (Sanatçının renk ve form kullanımı, tabloda hareket hissi yaratmak için birbiriyle bağlantılıdır.)
  2. The different branches of science interrelate in complex ways. (Bilimin farklı dalları karmaşık bir şekilde birbirleriyle ilişkilidirler.)
  3. The company’s finances and operations interrelate to determine its overall performance. (Şirketin finansları ve işletmeleri, genel performansını belirlemek için birbiriyle ilişkilidirler.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.