Bystander İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bystander İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bystander Nedir?

Bystander, bir olaya tanık olan ancak doğrudan dahil olmayan kişidir. Olaya müdahale etmeyen ve sadece izleyen kişi anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

  1. The bystander watched as the thief ran away from the scene. (Bystander, hırsızın olay yerinden kaçmasını izledi.)
  2. The bystanders in the crowd looked on in horror as the building collapsed. (Kalabalıktaki seyirciler, bina çöktüğünde dehşetle izledi.)
  3. Bystanders can play an important role in preventing bullying. (Bystander’lar, zorbalığı önlemede önemli bir rol oynayabilirler.)
  4. The police asked the bystanders if they saw anything suspicious. (Polis, tanıklara şüpheli bir şey görüp görmediklerini sordu.)
  5. The bystander felt guilty for not intervening when he saw the child being bullied. (Bystander, çocuğun zorbalığa uğradığını görünce müdahale etmediği için suçluluk duydu.)
  6. It’s important to encourage bystanders to speak out against injustice. (Adaletsizliğe karşı tanıkları konuşmaya teşvik etmek önemlidir.)
  7. The bystander tried to call for help, but his phone was dead. (Bystander, yardım çağırmaya çalıştı ancak telefonu boştu.)
  8. After the accident, the bystanders rushed to help the injured people. (Kazadan sonra, tanıklar yaralı insanlara yardım etmek için koştular.)
  9. The bystander was too scared to intervene in the fight. (Bystander, kavgaya müdahale etmek için çok korkuyordu.)
  10. The bystanders were shocked when they saw the car crash into the building. (Bina duvarına çarpan aracı gördüklerinde, seyirciler şok oldu.)
  11. The bystander’s testimony helped the police solve the crime. (Bystander’ın tanıklığı, polisin suçu çözmesine yardımcı oldu.)
  12. The bystanders cheered as the firefighters rescued the cat from the tree. (İtfaiyeciler kediyi ağaçtan kurt

    ararken, seyirciler alkışladı.)

  13. The bystander felt relieved when the police arrived to handle the situation. (Bystander, polisin durumu ele almak için geldiğini görünce rahatladı.)
  14. It’s important for bystanders to report any suspicious activity they see. (Bystander’ların gördükleri herhangi şüpheli aktiviteyi rapor etmeleri önemlidir.)
  15. The bystanders couldn’t believe their eyes when the magician made the rabbit disappear. (Sihirbaz tavşanı kaybettirdiğinde, seyirciler gözlerine inanamadılar.)
  16. The bystander tried to keep his distance from the fighting couple. (Bystander, kavga eden çiftten uzak durmaya çalıştı.)
  17. The bystanders were amazed when the acrobat performed a dangerous stunt. (Akrobat tehlikeli bir numara yaptığında, seyirciler hayran kaldı.)
  18. The bystander didn’t want to get involved in the argument between the two strangers. (Bystander, iki yabancı arasındaki tartışmaya dahil olmak istemedi.)
  19. The bystanders clapped as the singer finished her performance. (Şarkıcının performansını bitirdiği sırada, seyirciler alkışladı.)
  20. The bystander called 911 when he saw the car accident. (Bystander, araba kazasını gördüğünde 911’i aradı.)
  21. The bystanders were relieved when the missing child was found safe. (Kaybolan çocuğun güvenli şekilde bulunduğunu öğrendiklerinde, seyirciler rahatladı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.