Snug İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Snug İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

SNUG (Sımsıkı)

Snug, sıkı, sımsıkı veya rahatlatıcı bir şekilde uyumak veya oturmak anlamına gelir. Aynı zamanda sıkı giyim veya bir araya getirilmiş şeyleri ifade etmek için de kullanılabilir.

Örnek cümleler:

1. She likes to sleep in a snug bed. (O, sımsıkı bir yatakta uyumayı sever.)
2. The baby was snug in his mother’s arms. (Bebek annesinin kollarında sımsıkıydı.)
3. The sweater is too snug for me. (Kazak benim için çok sıkı.)
4. The cat curled up in a snug corner of the room. (Kedi, odanın sımsıkı köşesinde kıvrıldı.)
5. We sat in the snug little café and enjoyed our coffee. (Küçük ve sımsıkı kafede oturduk ve kahvemizi keyifle içtik.)
6. The jacket was a snug fit. (Ceket, sıkı bir şekilde oturdu.)
7. The puppy likes to snuggle in a snug blanket. (Yavru köpek, sımsıkı bir battaniyede kıvrılmayı sever.)
8. The tent was snug against the wind. (Çadır rüzgara karşı sımsıkı idi.)
9. She wrapped her arms around herself for a snug feeling. (Kendini sımsıkı hissetmek için kollarını kendine sardı.)
10. The cat found a snug hiding spot under the bed. (Kedi, yatak altında sımsıkı bir saklanma yeri buldu.)
11. The old pub had a cozy and snug atmosphere. (Eski pub, sıcak ve sımsıkı bir atmosfere sahipti.)
12. He felt snug in his new apartment. (Yeni daireinde kendini rahat hissetti.)
13. The boat was snug in the harbor. (Tekne, limanda sıkı sıkıya bağlıydı.)
14. The curtains were snug against the window frame. (Perdeler, pencere çerçevesine sıkıca oturdu.)
15. The jacket was snug but comfortable. (Ceket sıkı ama rahattı.)
16. The hat was snug on his head. (Şapka, başına sıkıca oturdu.)
17. The children snuggled up together for a snug feeling. (Çocuklar sımsıkı sarılarak kendilerini rahat hissettiler.)
18. The pillow was snug under her head. (Yastık, başının altında sımsıkı idi.)
19. The cat found a snug spot in the sun. (Kedi, güneşte sımsıkı bir yer buldu.)
20. The couple sat in a snug booth at the restaurant. (Çift, restorandaki sımsıkı kabinde oturdu.)

Additional Examples:

21. The dog dug a snug hole in the backyard. (Köpek, arka bahçede sımsıkı bir delik kazdı.)
22. She pulled the blanket snugly around her shoulders. (Omuzlarına sıkıca battaniye çekti.)
23. The snow was snug against the house, keeping it warm. (Kar evin etrafına sımsıkı yerleşerek onu sıcak tutuyordu.)
24. The snug dress hugged her curves perfectly. (Sımsıkı elbise, eğrilerine mükemmel bir şekilde oturdu.)
25. The hat kept his head snug and warm in the cold weather. (Şapka, soğuk havada başını sıkıca ve sıcak tuttu.)
26. The cat made itself snug on the couch. (Kedi, kendisine kanepe üzerinde sımsıkı bir yer yaptı.)
27. The cabin was small but snug, with a warm fire burning in the fireplace. (Kabin küçüktü ama sıcak bir ateşin yandığı rahat bir ortamdı.)
28. The child snuggled up with their favorite stuffed animal for a snug sleep. (Çocuk, sıkı bir uyku için favori oyuncaklarına sarıldı.)
29. The socks were snug on his feet, keeping them warm in the winter. (Çoraplar, kışın ayaklarını sıcak tutarak sımsıkı oturdu.)
30. The tent was snug and dry during the rainstorm. (Yağmur fırtınası sırasında, çadır sıcak ve kuru bir şekilde sıkıca bağlandı.)