Burst İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Burst İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Burst

Burst, Türkçe anlamıyla “patlama, şiddetli açılma veya kopma” anlamına gelir. Aşağıda İngilizce cümle içinde kullanım örnekleri verilmiştir:

  1. The balloon burst when he tried to blow it up too much. (Balon çok şişirilmeye çalışıldığında patladı.)
  2. The dam burst after heavy rainfalls. (Şiddetli yağışların ardından baraj yıkıldı.)
  3. She burst into tears when she heard the sad news. (Üzücü haberi duyduğunda gözyaşlarına boğuldu.)
  4. The athlete burst out of the starting blocks. (Sporcu, start bloklarından fırladı.)
  5. The flower burst into bloom in the spring. (Çiçekler baharda açılmaya başlar.)
  6. The water pipe burst and flooded the basement. (Su borusu patladı ve bodrumu su bastı.)
  7. He burst into laughter at the joke. (Şakaya gülmekten kendini alamadı.)
  8. The singer burst into song as soon as she stepped onto the stage. (Sanatçı, sahneye çıkar çıkmaz şarkı söylemeye başladı.)
  9. The sun burst through the clouds. (Güneş bulutların arasından fırladı.)
  10. The dam burst and caused a catastrophic flood. (Baraj yıkıldı ve felaket boyutunda bir sel oluştu.)
  11. The car tire burst on the highway. (Araç lastiği yolda patladı.)
  12. The fireworks burst into colorful explosions in the sky. (Havai fişekler gökyüzünde renkli patlamalar yarattı.)
  13. The bubble burst when she touched it. (Kabarcık dokunduğunda patladı.)
  14. The singer’s voice burst with emotion. (Sanatçının sesi duygularıyla birlikte coştu.)
  15. The popcorn burst out of the pan. (Patlamış mısır tencereden fırladı.)
  16. The volcano burst with lava and ash. (Volkan lav ve külle patladı.)
  17. The dam burst due to poor maintenance. (Baraj bakımının yetersiz olması nedeniyle yıkıldı.)
  18. The sunburst design on the wall added a nice touch to the room. (Duvarlardaki güneş ışını deseni odaya hoş bir dokunuş kattı.)
  19. The dam burst unexpectedly and caught everyone off guard. (Baraj beklenmedik bir şekilde yıkıldı ve herkesi şaşırttı.)
  20. The bubble burst, leaving nothing but air. (Kabarcık patladı ve sadece hava kaldı.)

Burst (devam)

  1. The singer’s performance was so powerful that it felt like her heart would burst with passion. (Sanatçının performansı o kadar etkileyiciydi ki tutkusuyla kalbi patlayacak gibi hissetti.)
  2. The dam burst caused a huge wave of water to rush down the valley. (Baraj yıkılması, vadide büyük bir su dalgasına neden oldu.)
  3. The crowd burst into applause when the band finished their song. (Grup şarkılarını bitirdiğinde kalabalık alkışlamaya başladı.)
  4. The bubble burst and covered her face with soap suds. (Kabarcık patladı ve yüzünü sabun köpüğüyle kapladı.)
  5. The storm burst with lightning and thunder. (Fırtına şimşek ve gök gürültüsüyle patladı.)
  6. The pressure inside the container caused it to burst open. (Kap içindeki basınç, onun açılmasına neden oldu.)
  7. The dam burst led to the loss of many homes and lives. (Baraj yıkılması, birçok ev ve can kaybına neden oldu.)
  8. The balloon burst in her face, startling her. (Balon yüzüne patladı ve onu korkuttu.)
  9. The excitement in the room was palpable and it seemed like it was about to burst at any moment. (Odadaki heyecan hissedilebilirdi ve her an patlayacak gibi görünüyordu.)
  10. The heat of the sun caused the fruit to burst open and release its seeds. (Güneşin sıcağı meyvenin patlayarak tohumlarını serbest bırakmasına neden oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.