İnsightful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnsightful İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Insightful

Türkçe Anlamı: Bilgece, aydınlatıcı, içgörülü

  1. The speaker gave an insightful analysis of the current economic situation. (Konuşmacı, mevcut ekonomik durumun içgörülü bir analizini verdi.)
  2. Her insightful comments helped me to understand the issue more deeply. (Onun aydınlatıcı yorumları, konuyu daha derinlemesine anlamama yardımcı oldu.)
  3. The book offers insightful observations about human behavior. (Kitap, insan davranışları hakkında bilgece gözlemler sunuyor.)
  4. His insightful suggestions for improvement were greatly appreciated. (İyileştirme için önerdiği içgörülü öneriler büyük takdir topladı.)
  5. The article provided insightful information on the history of the region. (Makale, bölgenin tarihine dair aydınlatıcı bilgiler sağladı.)
  6. The keynote speaker delivered an insightful speech on the future of technology. (Ana konuşmacı, teknolojinin geleceği hakkında bilgece bir konuşma yaptı.)
  7. His insightful observations about the market trends helped us make informed decisions. (Piyasa trendleri hakkındaki içgörülü gözlemleri, bilinçli kararlar almamıza yardımcı oldu.)
  8. The film is an insightful commentary on modern society. (Film, modern toplum hakkında bilgece bir yorum yapmaktadır.)
  9. Her insightful advice helped me to navigate through a difficult situation. (Onun bilgece tavsiyeleri, zor bir durumda yol almama yardımcı oldu.)
  10. The artist’s work offers an insightful perspective on contemporary art. (Sanatçının eserleri, çağdaş sanat hakkında bilgece bir bakış açısı sunuyor.)
  11. His insightful analysis of the problem helped us to find a solution. (Problemin içgörülü bir analizi, bir çözüm bulmamıza yardımcı oldu.)
  12. The professor’s lectures were always insightful and engaging. (Profesörün dersleri her zaman içgörülü ve ilgi çekiciydi.)
  13. Her insightful questions challenged us to think more deeply about the topic. (Onun aydınlatıcı soruları, konu hakkında daha derinlemesine düşünmemize meydan okudu.)
  14. The consultant provided insightful recommendations for improving business processes. (Danışman, iş süreçlerini iyileştirmek için içgörülü öneriler sağladı.)
  15. The novel offers an insightful portrayal of human relationships. (Roman, insan ilişkilerinin bilgece bir tasvirini sunar.)
  16. His insightful analysis of the data revealed some interesting patterns. (Verilerin içgörülü analizi, ilginç bazı desenleri ortaya çıkardı.)
  17. The report provided insightful insights into consumer behavior. (Rapor, tüketici davranışları hakkında aydınlatıcı içgörüler sağladı.)
  18. Her insightful comments sparked an interesting discussion among the group. (Onun aydınlatıcı yorumları, grupta ilginç bir tartışma
  1. The CEO’s insightful vision for the company’s future inspired the team. (CEO’nun şirketin geleceği için bilgece vizyonu, takımı ilham verdi.)
  2. The historian’s insightful analysis of the historical events shed new light on the subject. (Tarihçinin tarihi olayların içgörülü analizi, konuda yeni bir ışık tuttu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.