Bureau İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bureau İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bureau

Bureau, Türkçe’de “büro” veya “masa” anlamına gelir. Genellikle iş yerlerinde kullanılan bir mobilya parçasıdır ve birçok farklı amaç için kullanılabilir.

  1. I need to clean my bureau before starting work. (İşe başlamadan önce masamı temizlemem gerekiyor.)
  2. She has a small bureau in her bedroom. (Yatak odasında küçük bir bürosu var.)
  3. The company’s HR department is located on the third floor of the bureau. (Şirketin İK departmanı büronun üçüncü katında bulunuyor.)
  4. The bureau is filled with files and paperwork. (Büro dosyalar ve evraklarla dolu.)
  5. He spent hours sitting at his bureau, working on his novel. (Romanı üzerinde çalışarak saatlerini bürosunda geçirdi.)
  6. I need to buy a new bureau for my home office. (Ev ofisim için yeni bir büro almam gerekiyor.)
  7. She keeps all her stationery in the top drawer of her bureau. (Bütün kırtasiye malzemelerini bürosunun üst çekmecesinde saklıyor.)
  8. The antique bureau was worth a fortune. (Antika büro bir servet değerindeydi.)
  9. The bureau has a lot of storage space. (Büroda çok fazla depolama alanı var.)
  10. He likes to keep his desk clean and organized, so he always puts everything away in his bureau at the end of the day. (Masaını temiz ve düzenli tutmayı sever, bu yüzden her günün sonunda her şeyi bürosuna koyar.)
  11. She keeps all her important documents in her bureau’s locked drawer. (Önemli bütün belgelerini bürosunun kilitli çekmecesinde saklar.)
  12. The bureau is made of solid oak wood. (Büro sağlam meşe ağacından yapılmış.)
  13. The bureau’s surface is covered in scratches from years of use. (Büronun yüzeyi yılların kullanımı nedeniyle çiziklerle kaplı.)
  14. He keeps his computer on his bureau so he can work comfortably. (Rahatça çalışabilmek için bilgisayarını bürosunda tutar.)
  15. The bureau’s chair is not very comfortable. (Büronun sandalyesi çok rahat değil.)
  16. The bureau has a built-in filing cabinet. (Büronun dahili bir dosya dolabı var.)
  17. She likes to decorate her bureau with pictures and plants. (Bürosunu resimler ve bitkilerle süslemeyi sever.)
  18. The bureau’s drawers are easy to open and close. (Büronun çekmeceleri kolayca açılıp kapanabilir.)
  19. The bureau is too big to fit through the doorway. (Büro kapıdan geçecek kadar büyük değil.)
  20. He accidentally spilled coffee all over his bureau, staining the wood. (Kahvesini yanlışlıkla bürosunun üstüne dökerek ağacı lekeledi.)
  1. The bureau has a hutch on top for additional storage space. (Büronun üstünde ek depolama alanı için bir raf var.)
  2. She keeps her pens and pencils in a cup on her bureau. (Kalemlerini ve kalemtraşını bürosundaki bir bardakta saklar.)
  3. The bureau’s keyboard tray slides out for easy access. (Büronun klavye çekmecesi kolay erişim için kayar.)
  4. He likes to listen to music while he works, so he keeps a small radio on his bureau. (Çalışırken müzik dinlemeyi sevdiği için küçük bir radyo bürosunda durur.)
  5. The bureau has a locking mechanism to keep sensitive documents secure. (Büronun hassas belgeleri güvende tutmak için kilit mekanizması var.)
  6. She has a lamp on her bureau to provide extra light. (Ekstra ışık sağlamak için bürosunda bir lambası var.)
  7. The bureau’s surface is smooth and polished. (Büronun yüzeyi pürüzsüz ve cilalı.)
  8. He keeps his phone charger in the drawer of his bureau. (Telefon şarj cihazını bürosunun çekmecesinde saklar.)
  9. The bureau’s legs are sturdy and well-made. (Büronun bacakları sağlam ve iyi yapılmış.)
  10. She has a comfortable cushion on her bureau chair. (Bürosunun sandalyesinde rahat bir minder var.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.