Smart-Ass İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Smart-Ass İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Smart-Ass İle İlgili Cümleler

Smart-Ass (Akıllı-Kıçlı): Kendini beğenmiş, kendine güvenen, çıkarcı, küstah bir kişiyi ifade etmek için kullanılan argo bir terimdir.

  1. He thinks he knows everything, what a smart-ass! (O her şeyi bildiğini düşünüyor, ne kendini beğenmiş biri!)
  2. Don’t be such a smart-ass, just admit you made a mistake. (Öyle kendini beğenmiş olma, sadece hatanı kabul et.)
  3. That smart-ass guy at the party wouldn’t stop talking about himself. (Partideki o kendini beğenmiş adam kendinden başka bir şey konuşmuyordu.)
  4. She always has a smart-ass response to everything. (Her şeye akıllı-kıçlı bir yanıt verir.)
  5. I hate it when people try to act like smart-asses. (İnsanların kendilerini akıllı-kıçlı gibi göstermeye çalışmalarından nefret ederim.)
  6. He’s such a smart-ass, he thinks he’s better than everyone else. (O kadar kendini beğenmiş ki, herkesten daha iyi olduğunu düşünüyor.)
  7. The smart-ass student always tries to correct the teacher. (Akıllı-kıçlı öğrenci her zaman öğretmeni düzeltmeye çalışır.)
  8. That smart-ass comment wasn’t necessary. (O akıllı-kıçlı yorum gerekli değildi.)
  9. She’s a smart-ass who always has to have the last word. (Son sözü söylemek zorunda olan bir akıllı-kıçlı.)
  10. He’s a smart-ass salesman who always tries to upsell. (Her zaman ürün satmaya çalışan bir akıllı-kıçlı satıcı.)
  11. The smart-ass lawyer tried to intimidate the witness. (Akıllı-kıçlı avukat tanığı sindirmeye çalıştı.)
  12. He made a smart-ass comment about my clothes. (Benim kıyafetlerim hakkında akıllı-kıçlı bir yorum yaptı.)
  13. She’s such a smart-ass, she never admits when she’s wrong. (O kadar kendini beğenmiş ki, asla yanlış olduğunu kabul etmez.)
  14. The smart-ass kid kept interrupting the teacher. (Akıllı-kıçlı çocuk öğretmeni sürekli olarak kesmeye devam etti.)
  15. He’s always making smart-ass jokes that aren’t even funny. (Sadece akıllı-kıçlı şakalar yapıyor ama hiçbiri komik değil.)
  16. The smart-ass mechanic told me I needed a new engine when I just needed a new battery. (Sadece yeni bir pil gerektiğinde akıllı-kıçlı tamirci bana yeni bir motor gerektiğini söyledi.)
  17. She’s a smart-ass know-it-all who thinks she’s always right. (Her zaman haklı olduğunu düşünen bilgiç bir akıllı-kıçlı.)
  18. He made

a smart-ass remark about my cooking and ruined the dinner. (Yemek pişirme hakkında akıllı-kıçlı bir yorum yaptı ve akşam yemeğini mahvetti.)
19. The smart-ass journalist kept asking leading questions to try to get a controversial story. (Kontroverziyal bir hikaye elde etmek için öncü sorular sormaya devam eden akıllı-kıçlı gazeteci.)

  1. He’s always trying to one-up everyone with his smart-ass comments. (Her zaman akıllı-kıçlı yorumlarıyla herkesi geride bırakmaya çalışıyor.)

Türkçe Karşılığı: Akıllı-Kıçlı

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.