Bungle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bungle İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bungle

Bungle, Türkçe anlamıyla “yapmakta beceriksiz olmak” anlamına gelir. İşleri yanlış yapmak veya başarısız olmak anlamında kullanılır.

  1. I bungled the presentation and lost the client. (Ben sunumu mahvettim ve müşteriyi kaybettim.)
  2. She bungled the job interview by arriving late. (O, iş görüşmesinde geç kalarak işi mahvetti.)
  3. The goalkeeper bungled the save and let in the winning goal. (Kaleci, kurtarışı mahvederek galibiyet golünü attırdı.)
  4. He always seems to bungle things when he’s under pressure. (Baskı altında olduğunda her zaman işleri mahvediyor gibi görünüyor.)
  5. The government’s response to the crisis was bungled from the beginning. (Hükümetin krize verdiği yanıt başından beri mahvoldu.)
  6. The company bungled the launch of its new product. (Şirket, yeni ürününün piyasaya çıkışını mahvetti.)
  7. She bungled the recipe and the cake didn’t turn out as expected. (O, tarifi mahvetti ve kek beklenildiği gibi olmadı.)
  8. He bungled the negotiation and ended up with a bad deal. (Pazarlığı mahvetti ve kötü bir anlaşmayla sonuçlandı.)
  9. The team bungled their chance to win the game in the final minutes. (Takım, son dakikalarda maçı kazanma şansını mahvetti.)
  10. She bungled the DIY project and had to start all over again. (O, kendin yap projesini mahvetti ve tekrar başlamak zorunda kaldı.)
  11. The actor bungled his lines during the live performance. (Aktör, canlı performansta repliklerini mahvetti.)
  12. The company bungled the customer service and lost a lot of customers. (Şirket, müşteri hizmetlerini mahvetti ve birçok müşteriyi kaybetti.)
  13. The politician bungled the press conference and caused a scandal. (Politikacı, basın toplantısını mahvetti ve skandala neden oldu.)
  14. The teacher bungled the explanation and confused the students. (Öğretmen, açıklamayı mahvetti ve öğrencileri kafalandırdı.)
  15. He bungled the repair and made the problem worse. (Tamiri mahvetti ve sorunu daha da kötüleştirdi.)
  16. The company bungled the launch of their website and it crashed on the first day. (Şirket, web sitelerinin piyasaya sürülmesini mahvetti ve ilk gün çöktü.)
  17. She bungled the audition and didn’t get the part. (O, elemeyi mahvetti ve rolü alamadı.)
  18. The chef bungled the dish and it was sent back to the kitchen. (Şef, yemeği mahvetti ve mutfağa geri gönderildi.)
  19. The writer bungled the ending of the book and disappointed readers.
  1. The contractor bungled the construction project and it went over budget. (Müteahhit, inşaat projesini mahvetti ve bütçenin üstüne çıktı.)

Türkçe Karşılıkları:

  1. Sunumu mahvetmek ve müşteriyi kaybetmek.
  2. İş görüşmesinde geç kalmak ve işi mahvetmek.
  3. Kurtarışı mahvetmek ve galibiyet golünü attırmak.
  4. Baskı altında işleri mahvetmek.
  5. Krize verilen yanıtın başarısız olması.
  6. Yeni ürünün piyasaya çıkışını mahvetmek.
  7. Tarifi mahvetmek ve kekin beklenildiği gibi olmamasına neden olmak.
  8. Pazarlığı mahvetmek ve kötü bir anlaşma yapmak.
  9. Son dakikalarda maçı kazanma şansını mahvetmek.
  10. Kendin yap projesini mahvetmek ve tekrar başlamak zorunda kalmak.
  11. Canlı performansta replikleri mahvetmek.
  12. Müşteri hizmetlerini mahvetmek ve birçok müşteriyi kaybetmek.
  13. Basın toplantısını mahvetmek ve skandala neden olmak.
  14. Açıklamayı mahvetmek ve öğrencileri kafalandırmak.
  15. Tamiri mahvetmek ve sorunu daha da kötüleştirmek.
  16. Web sitelerinin piyasaya sürülmesini mahvetmek ve ilk gün çökmesine neden olmak.
  17. Elemeyi mahvetmek ve rolü alamamak.
  18. Yemeği mahvetmek ve mutfağa geri göndermek.
  19. Kitabın sonunu mahvetmek ve okuyucuları hayal kırıklığına uğratmak.
  20. İnşaat projesini mahvetmek ve bütçenin üstüne çıkmak.

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.