Bump İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bump İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bump

Bump kelimesinin Türkçe anlamı “dürtmek, çarpmak” gibi anlamları içerir. Aşağıda 20 örnek cümle verilmiştir:

1. I accidentally bumped my head on the car door. (Kaza eseri araba kapısına başımı çarptım.)
2. She bumped into an old friend on the street. (Sokağında eski bir arkadaşıyla karşılaştı.)
3. The bus bumped along the dirt road. (Otobüs toprak yolda sallanarak gitti.)
4. He bumped his knee on the table. (Masa kenarına dizini çarptı.)
5. The car in front of us bumped into the car in front of them. (Önümüzdeki araba önündeki arabaya çarptı.)
6. She bumped her arm on the door frame. (Kapı çerçevesine kolunu çarptı.)
7. The plane bumped through the turbulence. (Uçak türbülansla sarsıldı.)
8. He bumped his elbow on the wall. (Duvara dirseğini çarptı.)
9. The basketball player bumped the other player out of the way. (Basketbol oyuncusu diğer oyuncuyu yoldan çıkardı.)
10. The truck bumped over the pothole. (Kamyon çukuru aşıp sallandı.)
11. She bumped her toe on the coffee table. (Kahve masasına parmağını çarptı.)
12. The boat bumped against the dock. (Tekne iskeleye çarptı.)
13. The skier bumped over the mogul. (Kayakçı mogul üzerinden sıçradı.)
14. He bumped his head on the low ceiling. (Alçak tavana başını çarptı.)
15. The car bumped up and down on the bumpy road. (Araba çukurlu yolda tıngır mıngır sallandı.)
16. She bumped the vase with her elbow and it fell to the floor. (Vazoyu dirseğiyle çarptı ve yere düştü.)
17. The bicycle bumped along the dirt path. (Bisiklet toprak patikada sallanarak gitti.)
18. He bumped into a wall while looking at his phone. (Telefonuna bakarken duvara çarptı.)
19. The train bumped as it went over the tracks. (Tren raylardan geçerken sarsıldı.)
20. She bumped into a table and spilled her coffee. (Masaya çarptı ve kahvesi döküldü.)

Not:

Mavi ve kalın HTML etiketleri kullanılarak İngilizce cümleler vurgulanmıştır.

More examples:

1. I bumped my car into a parked vehicle. (Park halindeki bir araca arabamı çarptım.)
2. The hiker bumped into a tree while walking in the forest. (Ormanda yürürken yürüyüşçü bir ağaca çarptı.)
3. The baby bumped her head while crawling. (Emeklerken bebek başını çarptı.)
4. The skateboarder bumped off the curb and landed on the sidewalk. (Kaykaycı kaldırımdan sıçradı ve yere düştü.)
5. The soccer player bumped the ball with his chest. (Futbolcu topu göğsüyle dürttü.)
6. The car bumped over the speed bump. (Araba hız kesici yavaşlama setine çarptı.)
7. She bumped her hip on the kitchen counter. (Mutfak tezgahına kalçasını çarptı.)
8. The luggage bumped along the airport conveyor belt. (Bagaj havaalanı konveyör bandı üzerinde sürüklendi.)
9. The dog bumped into the table and knocked over a glass. (Köpek masaya çarptı ve bir bardağı devirdi.)
10. The cyclist bumped over a rock on the trail. (Bisikletçi patikada bir kayaya çarptı.)
11. The car bumped over the uneven road. (Araba düz olmayan yolda tıngır mıngır sallandı.)
12. The truck bumped into a pole and caused a power outage. (Kamyon direğe çarptı ve elektrik kesintisine neden oldu.)
13. The boat bumped against a wave and caused some passengers to get seasick. (Tekne dalgaya çarptı ve bazı yolcuların deniz hastalığına yakalanmasına neden oldu.)
14. The snowboarder bumped off a jump and landed smoothly. (Snowboardcu atlama rampasından sıçradı ve düzgün bir şekilde indi.)
15. The basketball player was called for a foul for bumping into the opposing player. (Basketbolcu rakip oyuncuya çarptığı için faul yapıldı.)
16. The cyclist bumped into a pedestrian on the bike path. (Bisikletçi bisiklet yolu üzerinde bir yaya çarptı.)
17. The car bumped into a curb and blew out a tire. (Araba kaldırıma çarptı ve bir lastiği patlattı.)
18. The golfer bumped the ball with the putter to make it roll into the hole. (Golfçü topu putter ile dürttü ve deliğe girmesini sağladı.)
19. The car bumped over a speed hump in the residential area. (Araba yerleşim bölgesindeki bir hız tümseğine çarptı.)
20. The skater bumped into a rail and fell off the skateboard. (Patenli kaykaycı raylara çarptı ve kaykaydan düştü.)

Not:

Mavi ve kalın HTML etiketleri kullanılarak İngilizce cümleler vurgulanmıştır.