Bubble İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bubble İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bubble (Kabarcık)

Bubble kelimesi Türkçe’de “kabarcık” anlamına gelir. Kabarcık genellikle sıvı veya gazın içindeki hava kabarcıklarını ifade etmek için kullanılır. İşte birkaç örnek cümle:

  1. The children were playing with bubbles in the park. (Çocuklar parkta kabarcık oynuyorlardı.)
  2. The glass of soda was filled with bubbles. (Gazoz bardağı kabarcıklarla doluydu.)
  3. She blew a big bubble with her chewing gum. (Çiğnediği sakızla büyük bir kabarcık üfledi.)
  4. The diver saw a bubble rising to the surface of the water. (Dalışçı suyun yüzeyine doğru yükselen bir kabarcık gördü.)
  5. The soap bubbles floated in the air. (Sabun kabarcıkları havada süzülüyordu.)
  6. The bubble burst as soon as she touched it. (Ona dokunduğu anda kabarcık patladı.)
  7. The champagne bubbles tickled her nose. (Şampanya kabarcıkları burnunu gıdıkladı.)
  8. The bubble wrap protected the fragile item during shipping. (Kabarcık naylonu kırılgan ürünü taşıma sırasında korudu.)
  9. The bubble in the level indicated that the surface was even. (Kabarcık seviyede yüzeyin düz olduğunu gösteriyordu.)
  10. He blew a bubble and it floated away in the breeze. (Bir kabarcık üfledi ve rüzgarda uçtu.)
  11. The bubble of oil rose to the top of the soup. (Çorbanın üzerine çıkan yağ kabarcığı.)
  12. She popped the bubble with her finger. (Parmağıyla kabarcığı patlattı.)
  13. The bubble of air trapped in the jar made it difficult to open. (Kavanozda sıkışan hava kabarcığı açmayı zorlaştırdı.)
  14. The soap bubble reflected the colors of the rainbow. (Sabun kabarcığı gökkuşağı renklerini yansıttı.)
  15. The bubble of air in the tire made it go flat. (Lastikteki hava kabarcığı onu düzleştirdi.)
  16. The bubble bath smelled like lavender. (Kabarcıklı banyo lavanta gibi kokuyordu.)
  17. The bubble of joy she felt burst out of her. (İçinde hissettiği sevinç kabarcık gibi taştı.)
  18. The fish blew a bubble of air from its gills. (Balık solungaçlarından hava kabarcığı üfledi.)
  19. The child was fascinated by the bubbles in the fountain. (Çocuk çeşmedeki kabarcıklardan büyülendi.)
  20. The bubble in the level indicated that

the surface was uneven. (Kabarcık seviyede yüzeyin düzensiz olduğunu gösteriyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.