Breeze İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Breeze Nedir?
Breeze, hafif bir rüzgar ya da esinti anlamına gelen bir İngilizce kelime.
- The cool breeze of the ocean was refreshing. (Okyanusun serin esintisi ferahlattı.)
- The leaves rustled in the breeze. (Yapraklar esintide hışırdayarak hareket etti.)
- We enjoyed a gentle breeze while sailing. (Yelken açarken hafif bir esintinin keyfini çıkardık.)
- The warm breeze carried the scent of flowers. (Sıcak esinti çiçeklerin kokusunu taşıdı.)
- The breeze tousled her hair. (Esinti saçlarını karıştırdı.)
- The breeze picked up as the storm approached. (Fırtına yaklaşırken esinti şiddetlendi.)
- The curtains billowed in the breeze. (Perdeler esintide dalgalanıyordu.)
- A gentle breeze blew through the open window. (Açık pencereden hafif bir esinti geldi.)
- The breeze carried the sound of music from the park. (Esinti parktan gelen müziğin sesini taşıdı.)
- The breeze made the wind chimes tinkle. (Esinti rüzgar çanlarının tıngırdamasına neden oldu.)
- The breeze carried the smoke away. (Esinti dumanı uzağa taşıdı.)
- She felt the breeze on her face as she ran. (Koşarken yüzünde esintiyi hissetti.)
- The breeze blew away the clouds, revealing a clear blue sky. (Esinti bulutları uçurdu, açık mavi bir gökyüzü ortaya çıktı.)
- The breeze kept the mosquitoes away. (Esinti sivrisinekleri uzak tuttu.)
- The breeze carried the smell of freshly baked bread. (Esinti taze pişmiş ekmek kokusunu taşıdı.)
- The trees swayed in the breeze. (Ağaçlar esintide sallanıyordu.)
- The breeze brought a chill to the air. (Esinti havaya bir soğukluk getirdi.)
- The sailboat moved gracefully with the breeze. (Yelkenli zarif bir şekilde esintiyle hareket etti.)
- The breeze played with the kite, making it dance in the sky. (Esinti uçurtmayla oynayarak onu gökyüzünde dans ettirdi.)
- The breeze whispered through the grass. (Esinti çimenlerin arasından fısıldadı.)
Breeze İle İlgili İfadeler
Ayrıca, “breeze” kelimesi bazı ifadelerde de kullanılır:
- Easy as a breeze (çok kolay)
- Catching a breeze (esinti yakalamak)
- A breath of fresh breeze (taze esinti nefesi)
- A breeze to work with (çalışması kolay)
- Breeze through something (bir şeyi kolayca yapmak)
- Come in on a breeze (esintiyle gelmek)
- Feel the breeze (esintiyi hissetmek)
- Shoot the breeze (sohbet etmek)
- The answer is on the breeze (cevap kolay)
- A light breeze off the coast (kıyıdan hafif esinti)
- The scent on the breeze (esintideki koku)
- A sea breeze (deniz esintisi)
- A summer breeze (yaz esintisi)
- A cool breeze on a hot day (sıcak bir günde serin esinti)
- A warm breeze on a cold day (soğuk bir günde sıcak esinti)
- The morning breeze (sabah esintisi)
- A refreshing breeze (ferahlatıcı esinti)
- A strong breeze (şiddetli esinti)
- A gust of breeze (aniden gelen esinti)
- The breeze died down (esinti durdu)
Hemen Yorum Yaz