İnfantility İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnfantility İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Infantility

İnfantility, çocuklukla ilgili bir kavramdır ve bir kişinin yaşına uygun olmayan davranışları veya zihinsel düşünceleri ifade eder.

  1. John’s infantility is starting to become a concern for his family. (John’un infantil davranışları ailesi için endişe kaynağı olmaya başlıyor.)
  2. It’s not uncommon for adults with disabilities to exhibit infantility. (Engelli yetişkinlerde infantil davranışlar sergilemek yaygın değil.)
  3. The artist’s paintings had a certain infantility that made them charming. (Sanatçının tablolarında çocuksu bir hava vardı ve bu onları çekici kılıyordu.)
  4. Many people turn to infantile behavior as a way to cope with stress. (Stresle başa çıkmak için birçok insan infantil davranışlara başvurur.)
  5. The politician’s infantility was seen as a liability during the campaign. (Politikacının infantil davranışları kampanya sırasında dezavantaj olarak görüldü.)
  6. Sometimes I wish I could go back to the infantility of my childhood. (Bazen çocukluğumun infantilitesine geri dönebilsem keşke diye düşünüyorum.)
  7. The company’s new ad campaign has a certain infantility that appeals to younger consumers. (Şirketin yeni reklam kampanyası, genç tüketicilere hitap eden bir çocuksuluk havası taşıyor.)
  8. The therapist is working with the patient to address her infantility and help her mature emotionally. (Terapist, hastanın infantil davranışlarıyla başa çıkmak ve duygusal olarak olgunlaşmasına yardımcı olmak için çalışıyor.)
  9. It’s important for parents to encourage their children to grow out of infantility as they get older. (Çocuklarının yaşlandıkça infantil davranışlarından çıkmalarını teşvik etmek, ebeveynler için önemlidir.)
  10. The writer’s use of infantile humor was criticized by some as being immature. (Yazarın çocuksu espriler yapması, bazıları tarafından olgunlaşmamış olarak eleştirildi.)
  11. The boss’s infantility made it difficult for his employees to take him seriously. (Patronunun infantil davranışları, çalışanlarının onu ciddiye almasını zorlaştırdı.)
  12. The comedian’s act relied heavily on infantile humor that appealed to a wide audience. (Komedyenin gösterisi, geniş bir kitleye hitap eden çocuksu esprilere ağırlık veriyordu.)
  13. Some people believe that social media encourages infantility and a lack of emotional maturity. (Bazı insanlar, sosyal medyanın infantil davranışları ve duygusal olgunluğun eksikliğini teşvik ettiğine inanıyor.)
  14. The movie’s plot relied on a certain level of infantility to appeal to a younger audience. (Filmin hikayesi, genç bir kitleye hit

ap etmek için belirli bir infantilite seviyesine dayanıyordu.)
15. The therapist explained that the patient’s infantility was likely the result of past trauma. (Terapist, hastanın infantil davranışlarının muhtemelen geçmiş travmaların bir sonucu olduğunu açıkladı.)

  1. It’s important for educators to recognize when students are exhibiting infantility and help them develop emotionally. (Eğitimcilerin öğrencilerinin infantil davranışlarını fark etmeleri ve duygusal olarak gelişmelerine yardımcı olmaları önemlidir.)
  2. The musician’s playful and infantile lyrics were a hit with his fans. (Müzisyenin oyunbaz ve çocuksu şarkı sözleri, hayranları tarafından çok sevildi.)
  3. The teacher’s infantility made her popular with her kindergarten students. (Öğretmenin infantil davranışları, anaokulu öğrencileri arasında popülerlik kazanmasını sağladı.)
  4. The company’s new product had an infantile design that appealed to young children. (Şirketin yeni ürünü, genç çocuklara hitap eden çocuksu bir tasarıma sahipti.)
  5. The artist’s use of bright colors and simple shapes gave her paintings a certain infantility that was endearing. (Sanatçının parlak renkleri ve basit şekiller kullanması, tablolarına hoş bir çocuksuluk havası katıyordu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.