Breakable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Breakable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Breakable: Kırılabilir, kolayca kırılabilen

  1. Be careful with that vase, it’s very breakable. (O vazoyla dikkatli ol, çok kırılgan.)
  2. I always wrap breakable items in bubble wrap before packing them. (Her zaman kırılabilecek eşyaları paketlemeden önce kabarcık naylonla sararım.)
  3. The company’s profits are fragile and breakable in this economic climate. (Şirketin karı bu ekonomik ortamda kırılgan ve kolayca zarar görebilir.)
  4. The glass was so breakable that it shattered as soon as it hit the ground. (Cam o kadar kırılgandı ki yere düştüğü anda paramparça oldu.)
  5. This toy is not for young children, as it contains small breakable parts. (Bu oyuncak küçük kırılabilecek parçalar içerdiği için küçük çocuklar için değil.)
  6. The vase was made of very breakable material, which made it very delicate. (Vazo, çok kırılgan malzemeden yapılmıştı, bu da onu çok hassas hale getirdi.)
  7. The fragile box was labeled as breakable and handled with care during shipping. (Kırılgan kutu, gönderim sırasında kırılabilir olarak etiketlendi ve dikkatle işlem gördü.)
  8. The ice on the lake was thin and breakable, so we had to be careful when skating. (Göldeki buz ince ve kırılgandı, bu yüzden paten kayarken dikkatli olmak zorunda kaldık.)
  9. The antique mirror was breakable and had to be packed carefully for transportation. (Antika ayna kırılgandı ve taşıma için dikkatli bir şekilde paketlenmesi gerekiyordu.)
  10. The company’s success is breakable if they don’t continue to innovate and improve their products. (Şirketin başarısı, ürünlerini yenilemeyi ve geliştirmeyi sürdürmezse kırılgandır.)
  11. The snowman’s arms were made of breakable twigs that snapped off easily. (Kardan adamın kolları kolayca kırılabilen çubuklardan yapılmıştı.)
  12. The eggs were stored in a container labeled as breakable to ensure they were handled gently. (Yumurtalar, hassas bir şekilde işlenmelerini sağlamak için kırılabilir olarak etiketlenmiş bir kapta saklandı.)
  13. The glass bottle was breakable, so we had to be careful not to drop it. (Cam şişe kırılgandı, bu yüzden düşürmemeye dikkat etmemiz gerekiyordu.)
  14. The package contained breakable items and had to be marked as fragile. (Paket kırılabilecek eşyalar içeriyordu ve hassas olarak işaretlenmesi gerekiyordu.)
  15. The bridge was made of breakable materials and had to be repaired often. (Köprü kırılgan malzemelerden yapılmıştı ve sık s

ık onarılmak zorunda kaldı.)
16. The antique figurine was very breakable and had to be displayed in a secure case. (Antika heykelciğin kırılması kolaydı ve güvenli bir kasa içinde sergilenmesi gerekiyordu.)

  1. The delicate necklace was made of breakable glass beads that had to be handled carefully. (Hassas kolye, kırılabilecek cam boncuklardan yapılmıştı ve dikkatli bir şekilde ele alınması gerekiyordu.)
  2. The model airplane had breakable wings that had to be glued back together after a crash. (Model uçak kırılabilecek kanatlara sahipti ve bir çarpışmadan sonra yeniden yapıştırılması gerekiyordu.)
  3. The cake was so breakable that it fell apart when we tried to cut it. (Kek o kadar kırılgandı ki kesmeye çalıştığımızda dağıldı.)
  4. The vase was accidentally knocked over and broke into a thousand pieces, proving just how breakable it was. (Vazo yanlışlıkla devrildi ve bin parçaya ayrıldı, ne kadar kırılgan olduğunu kanıtladı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.