Breakable İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Breakable: Kırılabilir, kolayca kırılabilen
- Be careful with that vase, it’s very breakable. (O vazoyla dikkatli ol, çok kırılgan.)
- I always wrap breakable items in bubble wrap before packing them. (Her zaman kırılabilecek eşyaları paketlemeden önce kabarcık naylonla sararım.)
- The company’s profits are fragile and breakable in this economic climate. (Şirketin karı bu ekonomik ortamda kırılgan ve kolayca zarar görebilir.)
- The glass was so breakable that it shattered as soon as it hit the ground. (Cam o kadar kırılgandı ki yere düştüğü anda paramparça oldu.)
- This toy is not for young children, as it contains small breakable parts. (Bu oyuncak küçük kırılabilecek parçalar içerdiği için küçük çocuklar için değil.)
- The vase was made of very breakable material, which made it very delicate. (Vazo, çok kırılgan malzemeden yapılmıştı, bu da onu çok hassas hale getirdi.)
- The fragile box was labeled as breakable and handled with care during shipping. (Kırılgan kutu, gönderim sırasında kırılabilir olarak etiketlendi ve dikkatle işlem gördü.)
- The ice on the lake was thin and breakable, so we had to be careful when skating. (Göldeki buz ince ve kırılgandı, bu yüzden paten kayarken dikkatli olmak zorunda kaldık.)
- The antique mirror was breakable and had to be packed carefully for transportation. (Antika ayna kırılgandı ve taşıma için dikkatli bir şekilde paketlenmesi gerekiyordu.)
- The company’s success is breakable if they don’t continue to innovate and improve their products. (Şirketin başarısı, ürünlerini yenilemeyi ve geliştirmeyi sürdürmezse kırılgandır.)
- The snowman’s arms were made of breakable twigs that snapped off easily. (Kardan adamın kolları kolayca kırılabilen çubuklardan yapılmıştı.)
- The eggs were stored in a container labeled as breakable to ensure they were handled gently. (Yumurtalar, hassas bir şekilde işlenmelerini sağlamak için kırılabilir olarak etiketlenmiş bir kapta saklandı.)
- The glass bottle was breakable, so we had to be careful not to drop it. (Cam şişe kırılgandı, bu yüzden düşürmemeye dikkat etmemiz gerekiyordu.)
- The package contained breakable items and had to be marked as fragile. (Paket kırılabilecek eşyalar içeriyordu ve hassas olarak işaretlenmesi gerekiyordu.)
- The bridge was made of breakable materials and had to be repaired often. (Köprü kırılgan malzemelerden yapılmıştı ve sık s
ık onarılmak zorunda kaldı.)
16. The antique figurine was very breakable and had to be displayed in a secure case. (Antika heykelciğin kırılması kolaydı ve güvenli bir kasa içinde sergilenmesi gerekiyordu.)
- The delicate necklace was made of breakable glass beads that had to be handled carefully. (Hassas kolye, kırılabilecek cam boncuklardan yapılmıştı ve dikkatli bir şekilde ele alınması gerekiyordu.)
- The model airplane had breakable wings that had to be glued back together after a crash. (Model uçak kırılabilecek kanatlara sahipti ve bir çarpışmadan sonra yeniden yapıştırılması gerekiyordu.)
- The cake was so breakable that it fell apart when we tried to cut it. (Kek o kadar kırılgandı ki kesmeye çalıştığımızda dağıldı.)
- The vase was accidentally knocked over and broke into a thousand pieces, proving just how breakable it was. (Vazo yanlışlıkla devrildi ve bin parçaya ayrıldı, ne kadar kırılgan olduğunu kanıtladı.)
Hemen Yorum Yaz