İnexplicability İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

İnexplicability İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Inexplicability

İnexplicability, Türkçe karşılığı ile açıklanamazlık, bir şeyin nedenini veya sebebini açıklayamama durumunu ifade eder.

  1. The inexplicability of the phenomenon left the scientists scratching their heads. (Olayın açıklanamazlığı bilim adamlarını kafalarını kaşımaya sevk etti.)
  2. The inexplicability of the crime led to a prolonged investigation. (Suçun açıklanamazlığı uzun süren bir soruşturmaya yol açtı.)
  3. The inexplicability of his behavior was a source of frustration for his colleagues. (Davranışının açıklanamazlığı, meslektaşları için bir hayal kırıklığı kaynağı oldu.)
  4. The inexplicability of the disappearance of the plane remains a mystery. (Uçağın kaybolmasının açıklanamazlığı hala bir gizem olarak kalmaktadır.)
  5. The inexplicability of the situation made it difficult to come to a resolution. (Durumun açıklanamazlığı, bir çözüme varmakta zorluk yarattı.)
  6. The inexplicability of the outcome left everyone in shock. (Sonucun açıklanamazlığı herkesi şok etti.)
  7. The inexplicability of the symptoms led to a misdiagnosis. (Belirtilerin açıklanamazlığı yanlış teşhise neden oldu.)
  8. The inexplicability of the weather patterns had a significant impact on the crops. (Hava koşullarının açıklanamazlığı, ürünlere önemli bir etki yaptı.)
  9. The inexplicability of the noise kept her up all night. (Gürültünün açıklanamazlığı, tüm gece uyanık kaldı.)
  10. The inexplicability of the decision left everyone confused. (Kararın açıklanamazlığı herkesi kafası karışık bıraktı.)
  11. The inexplicability of the data made it difficult to draw any conclusions. (Verilerin açıklanamazlığı, herhangi bir sonuç çıkarmayı zorlaştırdı.)
  12. The inexplicability of his sudden departure left everyone wondering. (Aniden ayrılmasının açıklanamazlığı herkesi meraklandırdı.)
  13. The inexplicability of the sound made them fear for their safety. (Sesin açıklanamazlığı, güvenlikleri için endişe duymalarına neden oldu.)
  14. The inexplicability of the situation made her feel helpless. (Durumun açıklanamazlığı, kendini çaresiz hissetmesine neden oldu.)
  15. The inexplicability of the phenomenon challenged their understanding of the world. (Olayın açıklanamazlığı, dünya anlayışlarını sorguladı.)
  16. The inexplicability of the technology left many people skeptical. (Teknolojinin açıklanamazlığı, birçok insanın kuşkulu olmasına neden oldu.)
  17. The inexplicability of his behavior made it difficult to trust him. (Davranışının açıklan
  1. The inexplicability of the strange lights in the sky sparked a frenzy of speculation. (Gökyüzündeki tuhaf ışıkların açıklanamazlığı, spekülasyonların bir çılgınlığına neden oldu.)
  2. The inexplicability of the situation left them feeling frustrated and helpless. (Durumun açıklanamazlığı, onları hayal kırıklığına uğratıp çaresiz hissettirdi.)
  3. The inexplicability of the universe is a topic that has puzzled scientists for centuries. (Evrenin açıklanamazlığı, yüzyıllardır bilim adamlarını şaşırtmış bir konudur.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.