Break Free İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Break Free İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Break Free

Break Free, Türkçe anlamıyla “kurtulmak, özgürleşmek” anlamına gelir. Aşağıda bu kelimenin kullanımı için 20 örnek cümle bulunmaktadır:

1. She wanted to break free from her routine life. (Rutin hayatından kurtulmak istedi.)
2. The bird finally managed to break free from the cage. (Kuş nihayet kafesten kurtulmayı başardı.)
3. It’s time to break free from the past and move on. (Geçmişten kurtulma ve ileriye gitme zamanı geldi.)
4. She felt like she needed to break free from her toxic relationship. (Zehirli ilişkisinden kurtulması gerektiği gibi hissetti.)
5. The runner broke free from the pack and took the lead. (Koşucu grubundan kurtuldu ve öne geçti.)
6. The artist used her music to break free from her fears. (Sanatçı korkularından kurtulmak için müziğini kullandı.)
7. After years of hard work, he finally broke free from poverty. (Yıllarca çalıştıktan sonra, nihayet yoksulluktan kurtuldu.)
8. She decided to break free from the traditional gender roles. (Geleneksel cinsiyet rollerinden kurtulmaya karar verdi.)
9. The team worked hard to break free from their losing streak. (Takım kaybetme serisinden kurtulmak için çok çalıştı.)
10. The prisoner managed to break free from his chains. (Mahkum zincirlerinden kurtulmayı başardı.)
11. She felt like she was suffocating and needed to break free. (Boğuluyormuş gibi hissetti ve kurtulması gerektiğini düşündü.)
12. The butterfly broke free from its cocoon and flew away. (Kelebek koza içinden kurtuldu ve uçup gitti.)
13. He was determined to break free from his addiction. (Bağımlılığından kurtulmaya kararlıydı.)
14. The protesters were chanting slogans to break free from oppression. (Protestocular, baskıdan kurtulmak için sloganlar söylüyorlardı.)
15. The athlete broke free from her competitors and won the race. (Sporcu rakiplerinden kurtuldu ve yarışı kazandı.)
16. He decided to break free from his comfort zone and try new things. (Rahat bölgesinden kurtulmaya ve yeni şeyler denemeye karar verdi.)
17. The company needed to break free from its old ways and adapt to the changing market. (Şirket, eski yollarından kurtulup değişen pazara uyum sağlamalıydı.)
18. She felt like she was being held back and needed to break free to reach her potential. (Potansiyelini gerçekleştirmek için engelleniyormuş gibi hissetti ve kurtulması gerektiğini düşündü.)
19. The young bird was learning how to break free from its mother’s nest. (Genç kuş, annesinin yuvasından

kurtulmayı öğreniyordu.)
20. She took a break from her work to break free from the stress. (Stresten kurtulmak için işinden ara verdi.)

Overall, “break free” is a versatile phrase that can be used in a variety of contexts to express the idea of freeing oneself from something that is holding them back or limiting their potential.