Bounty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bounty İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bounty

Bounty, bir ödül veya para ödülü anlamına gelir. Genellikle hükümet veya özel kuruluşlar tarafından, belirli bir suçlunun yakalanması veya kayıp bir eşyanın bulunması için verilen bir ödüldür. Aynı zamanda, bir ürünün satışını teşvik etmek için müşterilere verilen bir promosyon ödülü olarak da kullanılır.

Örnek cümleler:

1. The government has offered a bounty for anyone who can provide information leading to the capture of the wanted criminal. (Hükümet, aranan suçlunun yakalanmasına yol açacak bilgi sağlayan herkese bir ödül teklif etti.)
2. The company is offering a bounty for its new product to encourage sales. (Şirket, satışları teşvik etmek için yeni ürünü için bir ödül teklifi sunuyor.)
3. He earned a bounty for finding the missing dog. (Kayıp köpeği bulduğu için bir ödül kazandı.)
4. The bounty on the notorious criminal was increased to encourage more people to come forward with information. (Kötü şöhretli suçlu için verilen ödül, daha fazla kişinin bilgi sunması için arttırıldı.)
5. The museum is offering a bounty for the safe return of the stolen artwork. (Müze, çalınan sanat eserinin güvenli bir şekilde geri dönmesi için bir ödül teklifi sunuyor.)
6. The bounty hunters were on the lookout for the fugitive. (Ödül avcıları firariyi arıyorlardı.)
7. The bounty for the rare flower is quite high due to its scarcity. (Nadir çiçek için verilen ödül, nadir olmasından dolayı oldukça yüksek.)
8. The local government offered a bounty for the capture of the wild animal that had been attacking livestock. (Yerel yönetim, hayvanları saldıran vahşi hayvanın yakalanması için bir ödül teklif etti.)
9. The company is giving a bounty to its employees who achieve their sales targets. (Şirket, satış hedeflerine ulaşan çalışanlarına bir ödül veriyor.)
10. The bounty for the missing person was increased after several days of unsuccessful searching. (Birkaç gün başarısız aramanın ardından, kayıp kişi için verilen ödül arttırıldı.)
11. The bounty for the stolen car was not enough to incentivize anyone to come forward with information. (Çalınan arabaya verilen ödül, kimse bilgi sunmak için teşvik etmedi.)
12. The government offered a bounty for the safe return of the abducted child. (Hükümet, kaçırılan çocuğun güvenli bir şekilde geri dönmesi için bir ödül teklif etti.)
13. The bounty hunters finally caught up with the fugitive after months of searching. (Ödül avcıları, aramaların ardından firariyi nihayet yakaladılar.)
14. The company offered a bounty for the best salesperson

15. The bounty for the rare stamp collection was a significant amount of money. (Nadir pul koleksiyonu için verilen ödül önemli bir para miktarıydı.)
16. The government put out a bounty for the safe return of stolen government documents. (Hükümet, çalınan hükümet belgelerinin güvenli bir şekilde geri dönmesi için bir ödül çıkardı.)
17. The bounty for the capture of the escaped prisoner was announced on the news. (Kaçan mahkumun yakalanması için verilen ödül haberlerde duyuruldu.)
18. The company offered a bounty for those who could come up with a new product idea. (Şirket, yeni bir ürün fikri sunabilenlere bir ödül verdi.)
19. The bounty for the stolen jewelry was recovered by a private investigator. (Çalınan mücevherler için verilen ödül, özel bir dedektif tarafından geri kazanıldı.)
20. The government put out a bounty for the capture of the terrorist who was responsible for the bombing. (Hükümet, bombalama olayından sorumlu teröristin yakalanması için bir ödül çıkardı.)

(Türkçe karşılıklarını yazmak yerine cümlelerin anlamlarına odaklandığımızdan örnek cümlelerin çevirilerini yazmadım.)