Bored İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı
Bored Nedir?
Bored, Türkçe’de “sıkılmış” anlamına gelir. Kişinin ilgisizlik, monotonluk, ve aktivite eksikliği nedeniyle sıkılmasıdır.
Örnek Cümleler:
- I am so bored in this class. (Bu derste çok sıkıldım.)
- She was bored with her job. (İşiyle sıkılmıştı.)
- The children were bored during the long car ride. (Uzun araba yolculuğunda çocuklar sıkılmıştı.)
- He always gets bored on Sundays. (Pazar günleri her zaman sıkılır.)
- I was bored out of my mind at that party. (O partide canımdan bezmiştim.)
- They looked bored during the meeting. (Toplantıda sıkılmış görünüyorlardı.)
- She felt bored with the same routine every day. (Her gün aynı rutinden sıkılmaya başladı.)
- We were bored waiting for the movie to start. (Film başlamasını beklerken sıkıldık.)
- He found the lecture so boring that he fell asleep. (Ders o kadar sıkıcıydı ki uyuya kaldı.)
- The rainy day left me feeling bored and unproductive. (Yağmurlu gün beni sıkılmış ve verimsiz hissettirdi.)
- She became bored with the book halfway through. (Kitabın yarısında sıkılmaya başladı.)
- He tried to alleviate his boredom by starting a new hobby. (Yeni bir hobiye başlayarak sıkıntısını hafifletmeye çalıştı.)
- The boring movie made him wish he had stayed home. (Sıkıcı film onun evde kalmayı dilediği hissettirdi.)
- They were bored by the lack of things to do in the small town. (Küçük şehirde yapacakları şeylerin azlığından sıkıldılar.)
- She always feels bored when she’s alone. (Yalnız olduğunda her zaman sıkılır.)
- I’m never bored when I’m with my friends. (Arkadaşlarımla olduğumda asla sıkılmam.)
- He tried to hide his boredom during the long speech. (Uzun konuşma sırasında sıkıntısını gizlemeye çalıştı.)
- She felt bored and uninspired at work. (İşte sıkılmış ve ilhamsız hissetti.)
- They started playing games to combat their boredom. (Sıkıntılarını yenmek için oyun oynamaya başladılar.)
- He wished he could escape his boredom and go on an adventure. (Sıkıntısından kaçıp bir maceraya atılmak istedi.)
Türkçe Karşılıklı Örnek Cümleler:
- I’m bored. Can we do something fun? (Sıkıldım. Bir şeyler eğlenceli yapabilir miyiz?)
- Sana bir hikaye anlatayım, sıkılmayacaksın. (Let me tell you a story, you won’t get bored.)
- Bu ders çok sıkıcı. (This class is very boring.)
- O, yapacak hiçbir şey bulamayınca sıkıldı. (He got bored when he couldn’t find anything to do.)
- Bugün hiçbir şey yapmadık ve sadece sıkıldık. (We didn’t do anything today and just got bored.)
- Uzun bir araba yolculuğunda sıkılmak kolaydır. (It’s easy to get bored during a long car ride.)
- Kısa sürede sıkılmaya başladım. (I started to get bored quickly.)
- Bu toplantı o kadar sıkıcıydı ki gözlerim kapanmaya başladı. (This meeting was so boring that my eyes started to close.)
- Bu kitap beni hiç sıkmadı. (This book didn’t bore me at all.)
- Bu aktivite ilginç değil, sıkıcı. (This activity is not interesting, it’s boring.)
- Bu film gerçekten sıkıcıydı. (This movie was really boring.)
- Sıkılmamak için oyun oynayalım. (Let’s play games to not get bored.)
- Sıkıldığı zamanlar da yaratıcı olmayı denemelisin. (You should try to be creative when you’re bored.)
- Seni sıkmak istemem, farklı bir şeyler yapalım. (I don’t want to bore you, let’s do something different.)
- Bu iş tam bir sıkıntı kaynağı. (This job is a complete source of boredom.)
- Bu şehirde yapacak çok az şey var ve sürekli sıkılıyorum. (There’s very little to do in this town and I’m constantly bored.)
- Bu konuşma beni gerçekten sıktı. (This speech really bored me.)
- Yeni bir şeyler deneyerek sıkılmaktan kurtulabilirsin. (You can escape boredom by trying new things.)
- Sıkılınca bir şeyler çizmek bana yardımcı olur. (Drawing helps me when I’m bored.)
- Bu iş gerçekten sıkıcı ama yapmamız gerekiyor. (This job is really boring but we have to do it.)
Hemen Yorum Yaz