Slammer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Slammer İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Slammer (noun) – A person or thing that strikes or hits forcefully

  1. The boxer threw a powerful slammer at his opponent. (Bokçu rakibine güçlü bir yumruk attı.)
  2. The baseball player hit a slammer and scored a home run. (Beyzbol oyuncusu bir vuruşla ev sahibi koşusunu tamamladı.)
  3. The wrestler used a slammer to pin his opponent to the ground. (Güreşçi rakibini yere sabitlemek için bir vuruş kullandı.)
  4. The door closed with a slammer, causing the whole house to shake. (Kapı sert bir şekilde kapandı, evin tamamı sallandı.)
  5. The drummer hit the snare drum with a powerful slammer. (Davulcu güçlü bir vuruşla davulun teli çekti.)
  6. The demolition crew used a slammer to break down the walls of the building. (Yıkım ekibi binanın duvarlarını yıkmak için bir vuruş kullandı.)
  7. The storm brought a powerful slammer of wind and rain. (Fırtına, güçlü bir rüzgar ve yağmur fırtınası getirdi.)
  8. The basketball player dunked the ball with a slammer. (Basketbol oyuncusu topu bir vuruşla potaya soktu.)
  9. The thunderclap was a loud slammer that echoed through the valley. (Gök gürültüsü, vadiden yankılanan yüksek bir vuruştur.)
  10. The carpenter used a slammer to hammer nails into the wood. (Marangoz, çivi çakmak için bir vuruş kullandı.)
  11. The golfer hit a slammer and made a hole-in-one. (Golfçü, bir vuruşla deliği tamamladı.)
  12. The heavy metal band played a song with a lot of slammers. (Ağır metal grubu, birçok vuruş içeren bir şarkı çaldı.)
  13. The tennis player hit a slammer and won the point. (Tenis oyuncusu bir vuruşla puanı kazandı.)
  14. The construction worker used a slammer to drive the stakes into the ground. (İnşaat işçisi, direkleri yere çakmak için bir vuruş kullandı.)
  15. The thunderstorm brought slammers of lightning that lit up the sky. (Fırtına gökyüzünü aydınlatan birçok şimşek getirdi.)
  16. The martial artist used a slammer to knock his opponent off balance. (Dövüş sanatçısı rakibini dengeyi kaybettirmek için bir vuruş kullandı.)
  17. The snowstorm brought slammers of snow that piled up on the roads. (Kar fırtınası yollara yığılan birçok kar getirdi.)
  18. The weightlifter lifted the barbell with a powerful slammer. (Halterci, ağırlığı güçlü bir vuruşla kaldırdı.)
  19. The hammer hit the nail with a loud slammer. (Çekiç çiviye yüksek bir vuruş yaptı.)
  20. The explosion was a massive slammer that

shook the entire building. (Patlama, bütün binayı sarsan büyük bir vuruştu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.