Bloodshed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bloodshed İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bloodshed (Kan dökülmesi)

Bloodshed, kan dökülmesi anlamına gelen İngilizce bir kelime. Aşağıda, “bloodshed” kelimesinin kullanıldığı 20 örnek cümle bulunmaktadır.

Örnek Cümleler:

1. The country has suffered too much bloodshed over the years. (Ülke yıllar boyunca çok kan döktü.)
2. The protestors fear bloodshed if the government doesn’t address their concerns. (Protestocular, hükümet endişelerine cevap vermezse kan dökülmesinden korkuyorlar.)
3. The battle resulted in heavy bloodshed. (Savaş ağır kan dökülmesiyle sonuçlandı.)
4. The news of the bloodshed spread quickly throughout the village. (Kan dökülmesi haberleri köyde hızla yayıldı.)
5. The ceasefire agreement was reached after years of bloodshed. (Ateşkes anlaşması, yıllar boyunca kan dökülmesinden sonra sağlandı.)
6. The film depicts the brutal bloodshed of war. (Film, savaşın acımasız kan dökülmesini tasvir ediyor.)
7. The police were able to prevent any bloodshed during the protest. (Polis, protesto sırasında herhangi bir kan dökülmesini önleyebildi.)
8. The family mourned the bloodshed of their loved one. (Aile, sevdiklerinin kan dökülmesini yas tuttu.)
9. The villagers were traumatized by the bloodshed that occurred in their community. (Köy halkı, toplumlarında meydana gelen kan dökülmesi nedeniyle travmatize oldular.)
10. The peace talks aimed to end the bloodshed in the region. (Barış görüşmeleri, bölgedeki kan dökülmesine son vermek amacıyla yapıldı.)
11. The rebels are willing to continue the fight despite the bloodshed. (İsyancılar, kan dökülmesine rağmen savaşmaya devam etmeye istekliler.)
12. The politician condemned the senseless bloodshed and called for an end to the violence. (Politikacı, anlamsız kan dökülmesini kınadı ve şiddetin sona ermesi için çağrı yaptı.)
13. The community came together to mourn the victims of the bloodshed. (Topluluk, kan dökülmesinin kurbanlarını yas tutmak için bir araya geldi.)
14. The war resulted in widespread bloodshed and destruction. (Savaş geniş çaplı kan dökülmesi ve yıkıma neden oldu.)
15. The students protested peacefully, avoiding any potential bloodshed. (Öğrenciler, herhangi bir olası kan dökülmesinden kaçınarak barışçıl bir şekilde protesto ettiler.)
16. The aftermath of the bloodshed left the community divided and traumatized. (Kan dökülmesinin ardından toplum bölündü ve travmatize oldu.)
17. The soldiers were ordered to use minimal force to prevent bloodshed. (Askerlere,

kan dökülmesini önlemek için en az düzeyde güç kullanmaları emredildi.)
18. The conflict has caused too much bloodshed and needs to be resolved peacefully. (Çatışma çok fazla kan dökülmesine neden oldu ve barışçıl bir şekilde çözülmeli.)

19. The international community condemned the bloodshed and called for an immediate ceasefire. (Uluslararası toplum, kan dökülmesini kınadı ve derhal ateşkes çağrısı yaptı.)
20. The memories of the bloodshed still haunt the survivors. (Kan dökülmesinin anıları, hayatta kalanları hala korkutuyor.)

(Her zaman olduğu gibi cümleleri örneklerken çeşitli konulara değindim. Bu nedenle bazı cümleler olumsuz veya üzücü olabilir.)