Bloodshot İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bloodshot İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bloodshot Nedir?


Bloodshot, genellikle kırmızı renkli gözler anlamında kullanılan bir terimdir. Gözlerin beyaz kısmı olan skleranın kızarıklığına neden olan bir durumdur ve genellikle göz yüzeyinin tahriş olması veya enfeksiyonlara bağlı olarak ortaya çıkar.

Örnek Cümleler:


1. I woke up with bloodshot eyes this morning. (Bu sabah kanlanmış gözlerle uyandım.)
2. His eyes were bloodshot from crying all night. (Bütün gece ağlamaktan gözleri kanlanmıştı.)
3. The doctor said my bloodshot eyes were caused by allergies. (Doktor, kanlanmış gözlerimin alerjilerden kaynaklandığını söyledi.)
4. She looked exhausted with her bloodshot eyes. (Kanlanmış gözleriyle yorgun görünüyordu.)
5. The swimming pool’s chlorine made my eyes bloodshot. (Havuzdaki klorin gözlerimi kanlandırdı.)
6. His bloodshot eyes gave away that he had been drinking. (Kanlanmış gözleri içtiğini ele verdi.)
7. I rubbed my bloodshot eyes to try and wake myself up. (Uyanmak için kanlanmış gözlerimi ovuşturdum.)
8. She tried to hide her bloodshot eyes with sunglasses. (Gözlerini güneş gözlükleriyle saklamaya çalıştı.)
9. He had bloodshot eyes and a runny nose, so he stayed home from work. (Kanlanmış gözleri ve burun akıntısı olduğu için işten evde kaldı.)
10. The bright lights in the casino made his eyes bloodshot. (Kumarhanedeki parlak ışıklar gözlerini kanlandırdı.)
11. The pollution in the air made everyone’s eyes bloodshot. (Havada bulunan kirlilik herkesin gözlerini kanlandırdı.)
12. The lack of sleep caused her bloodshot eyes. (Uykusuzluk, kanlanmış gözlerine neden oldu.)
13. He tried to hide his bloodshot eyes with makeup. (Kanlanmış gözlerini makyajla saklamaya çalıştı.)
14. She looked like she had been crying all day with her bloodshot eyes. (Kanlanmış gözleriyle bütün gün ağladığı gibi görünüyordu.)
15. The computer screen caused his eyes to become bloodshot. (Bilgisayar ekranı gözlerinin kanlanmasına neden oldu.)
16. He had bloodshot eyes and a fever, so he went to see a doctor. (Kanlanmış gözleri ve ateşi olduğu için doktora gitti.)
17. The allergy medicine helped clear up her bloodshot eyes. (Alerji ilacı, kanlanmış gözlerini temizlemesine yardımcı oldu.)
18. The crying made her eyes bloodshot and puffy. (Ağlamak, gözlerinin kanlanmasına ve şişmesine neden oldu.)
19. He looked like he hadn’t slept in days

with his bloodshot eyes and dark circles. (Kanlanmış gözleri ve koyu halkalarıyla günlerdir uyumamış gibi görünüyordu.)
20. The eye drops helped relieve the redness in her bloodshot eyes. (Göz damlaları, kanlanmış gözlerindeki kızarıklığı hafifletmeye yardımcı oldu.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.