Bloodlust İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bloodlust İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bloodlust Nedir?


Bloodlust, kan düşkünlüğü anlamına gelir ve genellikle şiddet içeren ya da kanlı eylemlere duyulan aşırı bir istek olarak tanımlanır.

Örnek Cümleler:


1. His bloodlust knew no bounds as he attacked the helpless victim. (Kan düşkünlüğü sınır tanımazdı ve savunmasız kurbanı saldırdı.)
2. The horror movie catered to viewers with a taste for bloodlust. (Kan düşkünlüğü olan izleyicilere hitap eden korku filmi.)
3. She tried to suppress her bloodlust, but the urge to kill was too strong. (Kan düşkünlüğünü bastırmaya çalıştı ama öldürme arzusu çok güçlüydü.)
4. The villain’s bloodlust was evident in the way he grinned as he inflicted pain on his victim. (Kötünün kan düşkünlüğü, kurbanına acı verirken sırıttığı şekilde açıkça belli oldu.)
5. He felt a rush of bloodlust as he held the knife in his hand. (Bıçağı elinde tuttuğu anda kan düşkünlüğüne kapıldı.)
6. The gladiator’s bloodlust was apparent as he fought his opponent in the arena. (Gladyatörün kan düşkünlüğü, arenada rakibiyle mücadele ettiği sırada açıkça ortaya çıktı.)
7. The serial killer’s bloodlust drove him to commit heinous crimes. (Serüven katilinin kan düşkünlüğü, onu korkunç suçlar işlemeye sürükledi.)
8. The vampire’s bloodlust was insatiable as he preyed on innocent victims. (Vampirin kan düşkünlüğü, masum kurbanlara saldırdığı sırada doyumsuzdu.)
9. The soldier’s bloodlust was ignited by the chaos of war. (Askerin kan düşkünlüğü, savaşın kaosuyla ateşlendi.)
10. The werewolf’s bloodlust consumed him during the full moon. (Kurt adamın kan düşkünlüğü, dolunay sırasında onu tüketti.)
11. She tried to ignore the bloodlust she felt towards her ex-boyfriend. (Eski erkek arkadaşıyla ilgili hissettiği kan düşkünlüğünü görmezden gelmeye çalıştı.)
12. The horror movie was full of gore and bloodlust. (Korku filmi kanlı ve kan düşkünlüğü doluydu.)
13. He felt a thrill of bloodlust as he watched the animal being slaughtered. (Hayvanın kesilmesini izlerken kan düşkünlüğüyle heyecanlandı.)
14. The killer’s bloodlust was satisfied only after he had taken the lives of multiple victims. (Katilin kan düşkünlüğü, çok sayıda kurbanın hayatını alana kadar tatmin olmadı.)
15. The barbarian’s blood

lust was celebrated by his tribe as a sign of strength and power. (Barbarın kan düşkünlüğü, kabilesi tarafından güç ve kuvvet işareti olarak kutlandı.)
16. The horror novel was a blood-soaked tale of madness and bloodlust. (Korku romanı, çılgınlık ve kan düşkünlüğü dolu kanlı bir hikayeydi.)

  1. The crowd cheered as the gladiator indulged his bloodlust in the arena. (Kalabalık, gladyatörün arenada kan düşkünlüğünü tatmin etmesiyle coştu.)
  2. The murderer’s bloodlust was triggered by a traumatic event in his childhood. (Katilin kan düşkünlüğü, çocukluğundaki travmatik bir olay tarafından tetiklendi.)
  3. The horror movie franchise became famous for its graphic violence and bloodlust. (Korku filmi serisi, açık şiddet ve kan düşkünlüğüyle ünlü hale geldi.)
  4. She was disturbed by her own bloodlust and sought therapy to address her violent urges. (Kendi kan düşkünlüğünden rahatsız oldu ve şiddetli dürtülerini ele almak için terapi aradı.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.