Blindfold İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Blindfold İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Blindfold Nedir?

Blindfold, gözleri kapatan bir örtü veya bant anlamına gelir. Bu kelime, özellikle gözleri kapalı veya kapatılmış bir durumda kullanılır. Blindfold kelimesi ayrıca, birinin sınırlarını veya bilgisini test etmek için kullanılan bir tür oyun veya egzersizde de kullanılabilir.

Örnek cümleler:

1. She blindfolded her husband and led him to a surprise birthday party. (Eşini gözleri bağlı hale getirdi ve onu sürpriz doğum günü partisine götürdü.)
2. The kidnapper put a blindfold on his victim to prevent her from seeing where they were going. (Kaçıran kişi, kurbanının nereye gittiklerini görmesini önlemek için onun gözlerini kapattı.)
3. In the game, the participants were blindfolded and had to identify various objects by touch. (Oyunda, katılımcılar gözleri kapalıydı ve dokunarak çeşitli nesneleri tanımlamak zorunda kaldılar.)
4. The magician asked for a volunteer from the audience to be blindfolded before performing his trick. (Sihirbaz, numarasını yapmadan önce, izleyicilerden bir gönüllünün gözlerinin bağlanmasını istedi.)
5. She always found it difficult to sleep with a blindfold on. (O, gözleri kapalı uyumayı her zaman zor bulurdu.)
6. The prisoner was blindfolded and taken to the interrogation room. (Mahkumun gözleri bağlandı ve sorgu odasına götürüldü.)
7. He blindfolded himself to see how difficult it was to function without sight. (Görmeksizin işlev göstermenin ne kadar zor olduğunu görmek için kendisini gözleri bağlı hale getirdi.)
8. The game required the players to be blindfolded and spun around before trying to pin the tail on the donkey. (Oyun, oyuncuların eşek kuyruğunu bulmadan önce gözleri kapalı ve döndürülmüş bir şekilde olmalarını gerektiriyordu.)
9. She placed a blindfold on her daughter before leading her into the surprise room. (Kızını sürpriz odasına götürmeden önce onun gözlerini kapattı.)
10. The blindfolded athlete relied on her other senses to navigate the obstacle course. (Gözleri kapalı olan sporcu, engelli parkuru navige etmek için diğer duyularına güvendi.)
11. They blindfolded him to keep the surprise party location a secret. (Onu gözleri kapalı hale getirdiler, sürpriz parti yerini gizli tutmak için.)
12. The blindfolded participants were challenged to identify different smells in a smell test. (Gözleri kapalı olan katılımcılar, bir koku testinde farklı kokuları tanımlamaya çalıştılar.)
13. The magician removed his blindfold to reveal the rabbit he had been

hiding in his hat. (Sihirbaz, şapkasında sakladığı tavşanı göstermek için gözlerinin bağını açtı.)
14. She blindfolded herself and attempted to do a puzzle without using her sight. (Kendini gözleri kapalı hale getirdi ve görmeden bir bulmaca yapmaya çalıştı.)

15. The kidnapper drove around in circles to disorient his blindfolded victim. (Kaçıran kişi, kurbanının nerede olduklarını anlamasını engellemek için etrafında döndü.)
16. He couldn’t believe his eyes when he removed the blindfold and saw the surprise party in front of him. (Gözlerini açtığında sürpriz partiyi gördüğünde inanamadı.)
17. The team-building exercise required participants to trust each other while being blindfolded. (Takım çalışması egzersizi, katılımcıların birbirlerine güvenmelerini, gözleri kapalıyken yapmalarını gerektiriyordu.)
18. She blindfolded her friend and took her to a sensory deprivation tank for a relaxing experience. (Arkadaşını gözleri kapalı hale getirdi ve rahatlatıcı bir deneyim için duyusal yoksunluk tankına götürdü.)
19. The blindfolded person was spun around several times before being guided to their seat for a surprise dinner. (Gözleri kapalı kişi, sürpriz bir yemek için koltuğuna götürülmeden önce birkaç kez döndürüldü.)
20. The blindfolded participant was given a taste test to identify different flavors of ice cream. (Gözleri kapalı olan katılımcıya, farklı dondurma tatlarını tanımlamak için tat testi yapıldı.)