Blast İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Blast İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Blast

Türkçe anlamı: Şiddetli patlama, büyük gürültü

1. The explosion caused a blast that could be heard for miles. (Patlama, mil ötesinden duyulabilecek kadar şiddetli bir gürültüye neden oldu.)
2. The miners were killed in a coal mine blast. (Maden işçileri, bir kömür madeni patlamasında öldü.)
3. The blast of the horn woke up the entire neighborhood. (Korna sesiyle bütün mahalle uyandı.)
4. The rocket launched with a loud blast. (Roket, yüksek bir patlama ile fırlatıldı.)
5. The blast of the cannon signaled the start of the battle. (Top atışı, savaşın başladığını belirtti.)
6. The explosion caused a huge blast wave that shattered the windows. (Patlama, pencereleri parçalayan dev bir şok dalgası yarattı.)
7. The blast furnace produces high-quality steel. (Yüksek kaliteli çelik üreten yüksek fırın.)
8. The blast of cold air hit me as soon as I opened the door. (Kapıyı açar açmaz soğuk hava patladı.)
9. The fireworks created a beautiful blast of colors in the sky. (Havai fişekler gökyüzünde güzel renkler patlatıyor.)
10. The blast of the tornado destroyed the entire town. (Tornado patlaması, tüm kasabayı yok etti.)
11. The blast of the whistle signaled the end of the game. (Düdük sesi, oyunun sona erdiğini bildirdi.)
12. The bomb squad used a controlled blast to dispose of the explosives. (Bombacı ekipler, patlayıcıları imha etmek için kontrollü bir patlama kullandı.)
13. The blast of the music was so loud that I couldn’t hear myself think. (Müziğin sesi öyle yüksek patladı ki, düşünemez oldum.)
14. The volcanic eruption caused a massive blast of ash and debris. (Volkanik patlama, dev bir kül ve enkaz yığını yarattı.)
15. The blast of the storm knocked down trees and power lines. (Fırtına patlaması, ağaçları ve elektrik hatlarını devirdi.)
16. The blast of laughter from the audience filled the theater. (İzleyicilerin kahkahaları, tiyatroyu doldurdu.)
17. The demolition crew used a controlled blast to bring down the old building. (Yıkım ekibi, eski binayı yıkmak için kontrollü bir patlama kullandı.)
18. The blast of the air horn signaled the start of the race. (Hava kornasının sesi, yarışın başlangıcını belirtti.)
19. The blast of the shotgun echoed through the woods. (Av tüfeğinin patlaması ormanda yankılandı.)
20. The explosion created a huge blast crater in the ground. (Patlama, yerde dev bir krater yarattı.)

Blast

Türkçe anlamı: Şiddetli patlama, büyük gürültü

21. The blast of the air conditioner was too strong and made me feel cold. (Klimanın patlaması çok güçlüydü ve beni üşüttü.)
22. The bomb blast caused extensive damage to the building. (Bomba patlaması bina üzerinde ciddi hasara neden oldu.)
23. The blast of the whistle stopped the traffic so that the pedestrians could cross the street. (Düdük sesi, yayaların yolu geçebilmesi için trafiği durdurdu.)
24. The fireworks blast scared the dogs and they started barking. (Havai fişek patlaması köpekleri korkuttu ve havlamaya başladılar.)
25. The blast of the speaker at the concert was so loud that I could feel the vibrations in my chest. (Konserdeki hoparlör patlaması öyle yüksek oldu ki göğsümde titreşim hissedebiliyordum.)
26. The blast of the bomb shattered the windows and damaged the cars parked nearby. (Bomba patlaması pencereleri kırdı ve yakındaki arabalara zarar verdi.)
27. The blast furnace at the steel mill produces a large amount of heat. (Çelik fabrikasındaki yüksek fırın, büyük bir ısı üretir.)
28. The blast of the train whistle announced the arrival of the train at the station. (Tren düdüğünün sesi, trenin istasyona varışını duyurdu.)
29. The blast of the air horn scared away the birds that were sitting on the tree. (Hava kornasının patlaması, ağaçta oturan kuşları korkuttu.)
30. The explosion caused a blast of smoke and debris to rise into the air. (Patlama, havada duman ve enkaz patlatarak yükseldi.)

Türkçe anlamı: Aniden çıkan şiddetli rüzgar

31. The blast of wind knocked over the trash cans on the street. (Rüzgarın patlaması, sokaktaki çöp kutularını devirdi.)
32. The blast of wind made it difficult to walk straight. (Rüzgarın patlaması düzgün yürümeyi zorlaştırdı.)
33. The sudden blast of wind tore off the roof of the house. (Ani rüzgar patlaması, evin çatısını uçurdu.)
34. The blast of wind blew away the umbrella from my hands. (Rüzgarın patlaması, şemsiyeyi ellerimden uçurdu.)
35. The blast of wind made the leaves on the trees rustle loudly. (Rüzgarın patlaması, ağaçlardaki yaprakları yüksek sesle hışırdattı.)
36. The sudden blast of wind knocked down the power lines, causing a power outage. (Ani rüzgar patlaması, elektrik hatlarını devirdi ve enerji kesintisine neden oldu.)
37. The blast of wind caused the sand to swirl around, creating a sandstorm. (Rüzgarın patlaması, kumun etrafında döndüğü ve bir