Billowy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Billowy İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Billowy Nedir?


Billowy kelimesi, “dalgalar gibi kıvrılarak hareket eden” veya “buhar veya duman gibi kabarık ve hafif” anlamlarına gelen sıfat bir kelimedir.

  1. The billowy waves crashed against the shore. (Dalgalı dalgalar sahile vurdu.)
  2. The billowy clouds filled the sky. (Buharlı bulutlar gökyüzünü kapladı.)
  3. The billowy fabric of her dress flowed in the breeze. (Elbisesinin kabarık kumaşı rüzgarda uçuştu.)
  4. The billowy smoke from the factory filled the air. (Fabrikadan çıkan kabarık duman havayı doldurdu.)
  5. The billowy curtains in the bedroom added a touch of elegance. (Yatak odasındaki kabarık perdeler biraz şıklık kattı.)
  6. The billowy sails of the ship were full of wind. (Geminin kabarık yelkenleri rüzgarla doluydu.)
  7. The billowy snowdrifts were piled up against the house. (Kabarık kar birikintileri evin önünde yığılmıştı.)
  8. The billowy smokestacks of the power plant could be seen for miles. (Güç santralinin kabarık bacası uzaktan görülebilirdi.)
  9. The billowy nature of the clouds made them perfect for painting. (Bulutların kabarık doğası, onları resim yapmak için mükemmel hale getirdi.)
  10. The billowy hair of the model added to her overall look. (Modelin kabarık saçları genel görünümüne katkıda bulundu.)
  11. The billowy sea of wheat fields stretched out for miles. (Buğday tarlalarının kabarık denizi milce uzanıyordu.)
  12. The billowy smoke rising from the campfire smelled like wood smoke. (Kamp ateşinden yükselen kabarık duman odun dumanı gibi kokuyordu.)
  13. The billowy parachute opened with a whoosh. (Kabarık paraşüt, bir uğultuyla açıldı.)
  14. The billowy clouds changed colors as the sun set. (Güneş battıkça, bulutlar renk değiştirdi.)
  15. The billowy dress made her feel like a princess. (Kabarık elbise, kendisini bir prenses gibi hissettirdi.)
  16. The billowy smoke of the barbecue made our mouths water. (Barbekü dumanı kabarık, ağızlarımızı sulattı.)
  17. The billowy hair of the little girl bounced as she ran. (Küçük kızın kabarık saçları koşarken sıçradı.)
  18. The billowy clouds overhead cast shadows on the ground. (Başımızdaki kabarık bulutlar, yere gölgeler düşürdü.)
  19. The billowy white dress was perfect for the summer wedding. (Kabarık beyaz elbise, yaz düğünü için mükemmeldi.)
  20. The billowy snowflakes fell gently from the sky. (Kabarık kar taneleri gökyüzünden

Billowy İle İlgili Cümleler (Devamı)

  1. The billowy scarf wrapped around her neck kept her warm on the cold day. (Boynuna sarılan kabarık atkı, soğuk günlerde onu sıcak tuttu.)
  2. The billowy clouds in the distance signaled an approaching storm. (Uzaklardaki kabarık bulutlar, yaklaşan bir fırtına işaret etti.)
  3. The billowy curtains fluttered in the breeze coming through the open window. (Açık pencereden gelen rüzgarla kabarık perdeler dalgalanıyordu.)
  4. The billowy smoke from the incense filled the room with a sweet aroma. (Tütsüden yükselen kabarık duman, odayı tatlı bir kokuyla doldurdu.)
  5. The billowy waves of the ocean mesmerized her as she stood on the shore. (Kıyıda dururken, denizin kabarık dalgaları onu hipnotize etti.)
  6. The billowy snowdrifts made it difficult to walk through the snow. (Kabarık kar birikintileri, kar üzerinde yürümeyi zorlaştırdı.)
  7. The billowy skirt of her wedding dress flowed as she walked down the aisle. (Düğün elbisesinin kabarık eteği, yürürken akıyordu.)
  8. The billowy clouds obscured the sun, making the day dark and gloomy. (Bulutlar, güneşi örttü ve günü karanlık ve kasvetli hale getirdi.)
  9. The billowy smoke rising from the chimney indicated that a fire was burning inside. (Bacadan yükselen kabarık duman, içeride bir ateşin yandığını gösteriyordu.)
  10. The billowy waves of the lake were perfect for surfing. (Gölün kabarık dalgaları sörf yapmak için mükemmeldi.)

Bu yazıya ilk yorumu sen yaz!

Hemen Yorum Yaz

Adını veya rumuzunu yazabilirsin.