Betoken İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Betoken İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Betoken

Betoken, bir şeyin belirtilerini göstermek veya işaret etmek anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. The dark clouds betokened an impending storm. (Karanlık bulutlar yaklaşan bir fırtınayı işaret etti.)
2. His angry tone betokened that he was not happy with the situation. (Öfkeli tonu durumdan mutlu olmadığını gösteriyordu.)
3. The sudden change in his behavior betokened that something was wrong. (Davranışındaki ani değişiklik bir şeylerin yanlış olduğunu gösterdi.)
4. The empty streets betokened that the town was deserted. (Boş sokaklar kasabanın terk edildiğini gösteriyordu.)
5. The silence betokened that everyone had left the room. (Sessizlik herkesin odadan ayrıldığını gösteriyordu.)
6. The bright colors on the trees betokened the arrival of autumn. (Ağaçlardaki parlak renkler sonbaharın geldiğini gösteriyordu.)
7. His smile betokened that he was pleased with the outcome. (Gülümsemesi sonucundan memnun olduğunu gösterdi.)
8. The medical report betokened a serious illness. (Tıbbi rapor ciddi bir hastalığı işaret etti.)
9. The loud music betokened a party in progress. (Yüksek müzik parti yapıldığını gösteriyordu.)
10. The smoke betokened a fire in the distance. (Duman uzakta bir yangını gösteriyordu.)
11. The tears in her eyes betokened her sadness. (Gözündeki yaşlar üzüntüsünü gösteriyordu.)
12. The broken window betokened a break-in. (Kırık pencere bir hırsızlığı işaret ediyordu.)
13. The construction noises betokened progress in the building project. (İnşaat gürültüleri bina projesinde ilerleme olduğunu gösteriyordu.)
14. The missed deadline betokened trouble for the project. (Kaçırılan son tarih projeye sorun işaret ediyordu.)
15. The absence of the main speaker betokened a delay in the conference. (Ana konuşmacının yokluğu konferansta bir gecikmeye işaret ediyordu.)
16. The strange noises betokened a ghostly presence. (Garip sesler hayalet varlığına işaret ediyordu.)
17. The empty shelves betokened a shortage of supplies. (Boş raflar malzeme kıtlığı işaret ediyordu.)
18. The peaceful scene betokened a calm atmosphere. (Huzurlu sahne sakin bir ortam işaret ediyordu.)
19. The sudden gusts of wind betokened an approaching storm. (Aniden gelen rüzgarlar yaklaşan bir fırtınayı işaret ediyordu.)
20. The falling leaves betokened the end of summer. (Düşen yapraklar yazın sonunun geldiğini gösteriyordu.)

21. The broken sign betokened that the store was closed. (Kırık tabela mağazanın kapalı olduğunu gösteriyordu.)
22. The traffic jam betokened a delay in the commute. (Trafik sıkışıklığı işe gitmede bir gecikmeye işaret ediyordu.)
23. The cracking sound betokened that the ice was about to break. (Çatırtı sesi buzun kırılacağını gösteriyordu.)
24. The smile on her face betokened her happiness. (Yüzündeki gülümseme mutluluğunu işaret ediyordu.)
25. The empty seats betokened a low turnout for the event. (Boş koltuklar etkinlik için düşük katılımı gösteriyordu.)
26. The dark circles under his eyes betokened that he was tired. (Gözlerinin altındaki koyu halkalar yorgunluğunu gösteriyordu.)
27. The fresh paint betokened a recent renovation. (Yeni boyama son zamanlarda yapılan bir yenilemeyi gösteriyordu.)
28. The rust on the metal betokened its age. (Metaldaki pas yaşını gösteriyordu.)
29. The frown on his face betokened his disapproval. (Yüzündeki kaş çatma onaylamadığını gösteriyordu.)
30. The flowers betokened the start of spring. (Çiçekler ilkbaharın başlangıcını işaret ediyordu.)

Overall, betoken is a useful verb to indicate or signal something, and it can be used in various situations to show a particular meaning or implication.