Bereft Of İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bereft Of İle İlgili Cümleler İngilizce Cümle İçinde Kullanımı

Bereft Of Nedir?

Bereft of, İngilizce bir kelime öbeğidir ve “yoksun olmak” anlamına gelir.

Örnek Cümleler:

1. She felt bereft of all hope after her husband’s death.
   (Kocasının ölümünden sonra tüm umudunu kaybetti.)
2. The child was bereft of her parents at an early age.
   (Çocuk, erken yaşta ebeveynlerinden yoksun kaldı.)
3. The old man was bereft of his memories due to Alzheimer’s disease.
   (Yaşlı adam Alzheimer hastalığı nedeniyle anılarından yoksundu.)
4. The city was bereft of electricity for several days after the storm.
   (Fırtınadan sonra şehir birkaç gün boyunca elektrikten yoksundu.)
5. The team was bereft of its star player due to injury.
   (Takım yıldız oyuncusundan sakatlığı nedeniyle yoksundu.)
6. The dog looked bereft of love and attention.
   (Köpek sevgi ve ilgiden yoksun görünüyordu.)
7. The company was bereft of funds to continue its operations.
   (Şirket işletmelerini sürdürmek için fonlardan yoksundu.)
8. The garden was bereft of flowers in the winter.
   (Bahçe kışın çiçeklerden yoksundu.)
9. The village was bereft of a doctor for many years.
   (Köy uzun yıllar boyunca doktordan yoksundu.)
10. The book was bereft of any useful information.
    (Kitap herhangi bir faydalı bilgiden yoksundu.)
11. The country was bereft of peace and stability for years.
    (Ülke yıllar boyunca barış ve istikrardan yoksundu.)
12. The artist was bereft of inspiration for his new project.
    (Sanatçı yeni projesi için ilhamdan yoksundu.)
13. The car was bereft of fuel on the highway.
    (Araba otobanda yakıttan yoksundu.)
14. The museum was bereft of visitors during the pandemic.
    (Müze pandemi sırasında ziyaretçilerden yoksundu.)
15. The singer’s voice was bereft of its usual power and range.
    (Şarkıcının sesi normal güç ve aralığından yoksundu.)
16. The team was bereft of experience in the championship game.
    (Takım şampiyonluk maçında deneyimden yoksundu.)
17. The conversation was bereft of any meaningful content.
    (Konuşma anlamlı içerikten yoksundu.)
18. The beach was bereft of people on a cloudy day.
    (Bulutlu bir günde plaj insanlardan yoksundu.)
19. The company was bereft of leadership after the CEO’s resignation.
    (CEO’nun

istifasından sonra şirket liderlikten yoksundu.)
20. The town was bereft of entertainment options for teenagers.
(Kasaba gençler için eğlence seçeneklerinden yoksundu.)